Büyük halk ozanı “Bozkırın Tezenesi” Neşet usta öyle diyor bir eserinde.

Derde düştüm dermanını aradım
Derdimin dermanı yar imiş meğer
Yari arar iken yardan ıradım
Yardan ayrı kalmak zorumuş meğer

Türkü böylece uzayıp gidiyor bazı akademisyenler ve edebiyatçılar onun bu eserini tasavvufi manada bile değerlendiriyor. Bugün aklıma nerden düştü bilemiyorum ama Neşet ustayı hatırlayıverdim bir an. Un Pazarı’ndan geçerken aklıma düştü. Çocukken yani daha ilkokuldayken onun sesini ilk olarak Un Pazarı’nda duymuştum. Çocukluk yıllarımda CD’ler vardı ancak bunun yanı sıra kasetlerde hala yaygın şekilde satılırdı. Un Pazarı’nda Salı günü kurulan köylü pazarı şimdiki pazardan daha canlıydı işte o zamanlar yerdeki tezgahlara serilmiş kasetler satışa sunulurdu. Kaset satanların teybinde de Neşet Ertaş çalardı.

Aklıma hem bu çocukluktan kalma Neşet Ertaş anısı, hem de sosyal medyada Kırşehirli Neşet hayranı bir akademisyen hocamın paylaştığı Neşet Ertaş türkülerinden sonra bu yazıyı kaleme aldım. Sanki birileri ısrarla bu konuda yazı yazmamı istercesine karşıma birde bizim Kırıksoku ya da Köçekkömü Köyü’nün davulcuları çıktı. Kendileriyle her zaman selamlaşma ve merhabalaşmayı görev saydığım için hal hatır sordum. İş arıyoruz iş yok dediler, size ne zaman iş oldu ki zaten diye cevap verdiğimde bir dokun bin ah işit cinsinden dert yandılar.  “Yozgat’ta düğün sezonu açıldı, gayrı yavaş yavaş düğün düzgün başlar, çalgı çengi çalınır” dediler.

Kendilerine “E ne güzel işte sizlerin de işleri yavaş yavaş artar. Düğünler çoğalır para kazanırsınız” dedim. Onlar ise artık Yozgat düğünlerinin de değiştiğini hızla yükselen bir kültür tahribatının Yozgat’ta da etkili olduğunu belirterek “Artık buradaki düğünlerde değişti. Eskisi gibi davula zurnaya meyleden yok. Şimdiki düğünlerde ne dediği bilinmeyen gavurca şarkılar çalıyor. Ud kemanenin yerini pop müzik aldı. Halayın, ağırlamanın yerini gavurca müziğinen depinme aldı bize düğün çaldıran kim” diye sitemde bulundular.

 Yani sözün özü Horasan’dan Anadolu’ya çıkıp gelen ve içlerinden Neşet Ertaş gibi nice üstadlar çıkaran Türk kültürünün ayrılmaz bir parçası abdallar bu yılda aç kaldı. Davul zurna çalarak geçimini temin eden ve sayıları bir elin parmağını geçmeyecek kadar azalan davulcu ve zurnacılar yabancı kültürün ilimizde açtığı tahribatlar karşısında geçimini sağlamaya çalışıyor. Ülkede olduğu gibi ilimizde de kültürümüz yok oluyor. Yeni kuşak Yozgat gençliği Aynalık Körük’te bilmiyor, Yeşil Ayna’da bilmiyor. Türkülerimiz unutuluyor, adetler değişiyor, kültür değişiyor. Bunları ayakta tutmak için mücadele verenler bin bir türlü zorlukla karşılaşıyor ve sonunda “Zorumuş meğer” demekten kendilerini alamıyorlar. Ne diyelim Allah hayırlısını versin yeni düğün sezonunda tüm abdal takımı ve müzisyenlere de rabbim helalinden hayırlı kazanç versin.