GÜNE normal başlamıştık, her zamanki gibi sıradan bir gündü.
Bazı gazeteci abiler kahvede okey oynuyorlar, çay yudumluyorlardı.
Ben ise lise arkadaşlarımla buluşmuş ve artık evime doğru yol almıştım.
Camızlık pınarının yokuşunu tırmanırken, FETÖ tarafından girdiği sınavlarda elenen, tuttuğu dallar elinde kalan insanlar olarak askerlikten konuşuyorduk.
Hangi sınava girdiysek kazanamamıştık.
Hangi mülakata girsek elenmiştik.
Biz üç kafadar arkadaş, birimiz gazeteci olmuş, öbürümüz şehir hastanesi inşaatında çalışmaktaydı.
Diğer arkadaşımız ise işsizdi.
Askere ne zaman gideceğimizi, tecil hakkımızı konuşup-tartışırken telefonum çaldı.
Arayan: “Abi sen gazetecisin bilirsin, Ankara’nın üzerinde jetler dolaşıyormuş, bir şeyler oluyormuş ne oluyor sence?” diye sordu.
Ben de konuyu abarttığını düşünerek: “Ankara’daki jeti ben ne bileyim, doğuda operasyon falan vardır, PKK’ya hava harekatı falandır” dedim.
Akabinde ise cep telefonumdan internete bağlandığımda durumun ciddiliğini öğrenmiş oldum.
***
O an evlere dağıldık ve televizyondan olup-bitenleri öğrenme ihtiyacı hissettim.
Yaş olarak hiçbir darbe görmemekle birlikte, Türkiye’deki tüm darbelerle ilgili kitaplar okumuş, belgeseller izlemiş ve konferanslar dinlemiş birisiyim.
Olayı takip ederken kafamdaki beni korkutan soru: “Acaba emir-komuta zinciri içinde mi bu kalkışma?” sorusu oldu.
Saatler ilerledi ve TRT’deki darbeci hainlerin açıklamasını ürpererek dinledim.
Korkmuyordum çünkü Türkiye’nin bu hain girişimi atlatacağını düşünüyordum.
Ürküyordum çünkü Türkiye’nin bu hain girişimden ciddi yara alacağını biliyordum.
***
Ailecek tek temennimiz Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın sağlık ve güvenlik içerisinde, özgür bir biçimde ekrana çıkmasıydı.
Bunun mümkün olması halinde hain darbe girişimi bertaraf edilebilirdi.
Bir ülkenin iş başındaki yöneticisi dimdik ayakta ise saldırılar, harpler ve kalkışmalar bastırılır ve bertaraf edilir.
İş başındaki yöneticinizin eli kelepçelenmiş ise veya hayatını kaybetmiş ise, memleket krizdedir.
Allah’a hamd olsun ki Türkiye’ye bunu yaşatmadı.
***
Karanlık gecede Cumhurbaşkanı’nın açıklamasının ardından, doğruca Lise Caddesi’ne indim.
Evim Vali Konağı’nın yanında olduğu için ben meydana geldiğimde, alana insanlar daha yeni toplanmaktaydı.
Açık ve net söylüyorum alana geldiğimde ilk olarak sade ve sadece Yozgat halkını, vatandaşları gördüm.
İlk meydana inen Bozok Yaylası’nın yiğit evlatlarıydı.
İlk darbeye karşı koyan Bozok Yaylası’nın cengaver erkekleri ve kadınlarıydı.
Bu yazıyı tarihe not düşelim, gelecek nesiller de bir gün okusun ve öğrensin diye yazdım.
Yüce Türk Devleti’nin ve Türk Milleti’nin bağımsızlığı, onuru ve emniyeti için tüm harplerde ve darbelerde can veren, aziz şehitlerimizi rahmetle anıyorum.
Allah bir daha bu millete bu hadiseler yaşatmasın.
Haydi selametle…
DUYDUK DUYMADIK DEMEYİN
*15 Temmuz’da şehit düşen 13 Yozgatlıyı
*15 Temmuz’da en hızlı meydanlara inen Yozgatlıları.
*15 Temmuz’a özel marş besteleyen Yozgatlı sanatçıyı.