UNESCO Türkiye Millî Komisyonu Dönem Başkanı, Gazi Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Halk Bilimi Bölümü’nden Prof. Dr. M. Öcal Oğuz, Yozgat’taki tarihi yapılara sahip çıkılması gerektiğini, zaman içerisinde ‘modernleşme’ adına tahrip edilen tarihi Roma Hamamı’nın bugün yeniden kazanılmasının önemli olduğunu söyledi. Çocukluğunun Sarıkaya ilçesinde geçtiğini hatırlatan Oğuz, ‘Roma Hamamı’ olarak bilinen bölgede biri büyük biri küçük iki havuzun bulunduğunu belirtti. 60-70’li yıllarda çocukluğunda aile büyükleri tarafından havuza götürüldüğünü anımsatan Oğuz, ‘’Kadınlar hamamı olarak kullanılan küçük havuzda, sonra da babamın yanında büyük havuzda çok çimdim’’ dedi. Prof. Dr. Oğuz, UNESCO tarafından 1972 yılında kültürel mirasın korunması sözleşmesinin kabul edilmesinin ardından Sarıkaya ilçesinde bulunan tarihi hamam kalıntılarının bulunduğu bölgede buldozerlerle yıkımlar yapıldığına vurgu yaparak, ‘’Daha modern, daha güzel betonarme ve kullanılabilir kaplıcalar yapmak için Belediye başkanları yıktı, Sarıkaya halkında onu alkışladı, o dönemde. Ne yazık ki moderni böyle anladık, Türkiye’de. Hiç fark etmez bu Ankara’da da olsa aynı. Ankara’da da aynı yıllarda modernizim için Kızılay’a adını veren ahşap Kızılay binasını yıkmıştık zaten. Yani pek çok tarihi eseri eğer 80’li yılarda da korumayı bilseydik 72 sözleşmesinin ruhuna uygun olarak, o zaman Yozgat bir konaklar şehri olarak olacaktı. 80’li yıllarda konakları yıkmaya devam ettik, dolayısıyla tarihe ve tarihi eserlere karşı Yozgat’ta değil bu Türkiye genelinde bir duyarsızlık dönemi, betonu, demiri ikisini birleştirerek yüksek binalar yapıp rant elde etmeyi, buradan kar elde etmeyi bir dönem olarak yaşadık’’ diye konuştu. Kültürel mirasın modernleşme için heba edildiğinin altını çizen Oğuz, sonra telafi etmeye çalışıldığını hatırlattı. Oğuz, hem Türkiye’de, hem Yozgat’ta hem de dünyada benzer bir süreç yaşandığını, Yozgat’ta bulunan tarihi kalıntıların korunup, restore edilerek, gelecek kuşaklara aktarılmasının önemli olduğunun altını çizdi.