Bölgesel Amatör Lig’deki temsilcimiz Sorgun Belediyespor’un ilk yarı karnesi, bana göre iyi. Daha iyi olabilir miydi? Derseniz. Evet derim.
Dikkat ederseniz, takımımızdaki oyuncular ilk yarının son maçlarına doğru birbirine uyum sağlamaya başladılar. Kolay değil. Yep yeni bir takım yapıyorsunuz ve o takımdan hemen başarı bekliyorsunuz. Bu oyuncuların çevreyi tanımaları, kulübü tanımaları, yönetimi tanımaları, teknik kadroyu tanımaları ve özellikle de birbirini tanımaları bir süreç ve zaman meselesi. Bütün bunlar dikkate alındığında takımımızın ilk yarıda aldığı sonuçları başarılı olarak görmek gerekir.
Ligi lider tamamlayan Zara Belediyespor, neredeyse 3-4 yıldır aynı kadroyla devam ediyor. Yaptıkları birkaç transferle takımlarının eksiklerini tamamlayıp, o yıl ligde kafaya oynuyorlar. Birbirini tanıyan oyuncularla mücadele edince başarı daha kolay geliyor.
İlk kez bu yıl bir araya gelen takımımız futbolcularının ise, son maçlarda birbirlerine daha iyi uyum sağladıkları gözlendi. Bu uyum yakalandığı için de son üç maçta 7 puan alıp, ilk yarıyı ikinci sırada bitirdik.
Geçtiğimiz yıl uzun bir süre evinde yenilmeyen ve evinde oynadığı bir çok maçı kazanan, ancak deplasmanlarda sefilleri oynayan Sorgun Belediyespor, 2013-2014 sezonunda ise, deplasman maçlarında geçtiğimiz yıllara oranla daha başarılı bir grafik çiziyor. Deplasmanlarda oynadığımız 7 maçta 3 galibiyet, 3 beraberlik, bir yenilgi alarak 12 puan toplarken, evimizde oynadığımız 6 maçta 4 galibiyet 2 beraberlik alarak 14 puan toplamışız. Bu istatistik bize gösteriyor ki, Sorgun Belediyespor artık içerde ve dışarda başarılı maçlar çıkararak istediği puanları alabiliyor.
İlk yarının ardından takımdaki oyuncular ve bölgeler ile ilgili bir değerlendirme yapacak olursak, son oynanan Öz Espiye maçı hariç, bizim takımın en başarılı bölgesi defansı olarak gözüktü. Özellikle Kaptan Eray, Selim, Serdar ve onların yanına sonradan monte edilen Feyyaz, oldukça başarılı maçlar çıkardılar. Ben onun için ilk yarının en başarılı bölgesi olarak defansımızı ilan ediyorum.
Orta sahamıza gelince, bu bölgede yer alan oyuncular, kimi zaman çok iyi bir futbol ortaya koyarken, kimi zaman da yokları oynadılar. Yani orta sahada mücadele eden Serhat, Hanifi, Özcan, Ümit, için şunu söylemek gerekirse, genel olarak vasatın üzerine çıkamadılar.
İleri uca ve kanatlara gelince, burada ilk maçların en beğendiğim ismi Ali Kunter idi. İlk dört haftada hemen her maçta gol atan Kunter’in özellikle kafa toplarındaki hakimiyeti, gol yollarında takımı rahatlatıyordu. Ayrıca ilerde ayağında top tutarak, takımımızın rakip sahada çoğalmasını sağlıyordu. Ancak ilk dört haftadan sonra, ne oldu ise Ali Kunter’de bir düşüş gözükmeye başladı. Son maçlarda da zaten kadro dışı kalarak takımını yalnız bıraktı. Şimdi de ameliyat oldu, takıma ne zaman döneceği kesin olarak bilinmiyor.
Kunter’in alternatifi olarak gösterilen Emre, son maçlarda form düzeyini yükseltirken, Fatsa maçında gördüğü kırmızı kartla, o da takımını yalnız bıraktı. Kanatlarda oynayan Yasin, Fırat, Ömer, Anıl, Serhat Göçen kimi maçlarda çok iyi top oynarken, kimi maçlarda ise başarılı olamadılar.
Kalecimiz Emre de orta saha ve ileri uç oyuncuları gibiydi. Bir iyi bir kötü.
Gelelim takımın en deneyimli oyuncusu İlhan Özbay’a. Oynadığı tüm maçlarda profesyonelliğini gösteren ve takımı için adeta canını veren İlhan Özbay’ın, İlkadım maçında sakatlanması takımımız için çok büyük şanssızlık oldu. Çünkü o, gençlere örnek olacak şekilde sahada mücadele ediyor, yüreğini ortaya koyuyor, takımın başarısı için elinden geleni yapıyordu. Şimdi takımla birlikte antrenmanlara çıkmaya başladı. Sanırım ikinci yarının ilk maçıyla birlikte sahalara dönecek ve takımı için yine büyük bir mücadele örneği gösterecek.
İkinci yarıda daha çok puanlar alarak play of oynamayı diliyorum.
İkinci yarıda görüşmek üzere hoşça kalınız.