NEDİR diye soracak olsam, muhtemelen benzer cevaplar verirsiniz; sağlık, aile, mutluluk, huzur… Birçoğumuz maddi konuları hesaba katmayız, söz konusu “en büyük zenginlik” olduğunda…
Açgözlü olanlar, para hırsıyla gözü dönenler, elindekiyle yetinmeyi bilmeyenler de aşağı yukarı benzer cevaplar verir.
Çok değer verdiğim biri bana yakın zamanda farklı bir “en büyük zenginlik” tanımı yaptı.
Oldukça güzel bir tespitti ve aklımda yer etti.
Dedi ki; “en büyük zenginlik, akşam olduğunda insanın yatacağı yeri bilmesidir.
Ne güzel bir tanım, öyle değil mi?..    
İnsanın yatacak yerini bilmesi; akşam olduğunda huzurla yastığa başını koyabileceği bir yerin olması.
Dört duvar arası belki ama gidecek bir yerinin olması ve en önemlisi de bunu bilmesi…
Yaşadığımız son İzmir depremi bu tanımın ne kadar yerinde olduğunu ispatlar nitelikte aslında. Dakikalar içinde kaybedilen hayatlar ve ölene dek hafızalardan silinmeyecek anılar düşünüldüğünde…
Her ne kadar zenginlik denildiğinde çoğu insanın aklına ilk gelen para olsa da para kazanmanın kolay ama kazanılan parayı yönetmenin çok daha zor olduğunu da hesaba katmak gerek.
Yoksa bir masa başında geceyi geçiren, ailesinden bihaber varlıklı insanların yaşadığı hayatın zenginlik olduğundan bahsedilemez.
Velhasıl, zenginliği parayla ölçemeyiz.
Söz konusu zenginlik olduğunda, akşam nereye gideceği, o geceyi nerede geçireceği gelmeli aklına insanın.
Belki o zaman insan sahip olduğu zenginliğinin farkına varır.

BENİM “10 KASIM”LARIM…

Çocukluğumdan beri “10 Kasım”ların bende çok farklı bir yeri vardır.
Cumhuriyetimizin kurucusu, Mustafa Kemal Atatürk’ün ebediyete intikal ettiği gün olmasının yanı sıra büyükbabam, merhum Nazım Kayhan’ın da doğum günüdür 10 Kasım.
Hatta öyle ki; büyükbabamın doğum tarihi tam olarak 10 Kasım 1938’dir.
O yıllarda, özellikle taşrada insanların doğum tarihleri kayıtlara günü gününe yazılmazmış fakat büyükbabam, Atamızın vefat ettiği gün doğduğu için hafızalarda yer etmiş ve günü gününe yazılmış hüviyet cüzdanına.
10 Kasım günleri çocukluğumda hep buruk bir mutluluk yaşadım ben.
Gündüz Atamı anıp, dua ederdim, akşamında büyükbabamın yeni yaşını kutlardım.
6 Aralık 2004 günü büyükbabam da Hakk’a yürüdü…
Bu kayıp beni derinden sarsmıştı çünkü büyükbabam, babamı toprağa verdikten sonra üzerime daha fazla titremiş, daha sıkı sarılmıştı bana…
16 yıldır 10 Kasım’larda daha büyük bir ateş düşüyor içime…
En büyük zenginlik, akşam olduğunda insanın yatacağı yeri bilmesidir” demiştik ya…
Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının sayesinde, bugün akşam olduğunda yatacağımız yeri biliyoruz.
Türkiye Cumhuriyeti’nde kardeşçe, hep birlikte yaşayabiliyorsak ve akşam olduğunda huzurla evimize gidebiliyorsak bunu onlara borçluyuz.
Mustafa Kemal Atatürk’ü ve torunu olarak bu zenginliği bana miras bırakan büyükbabam Nazım Kayhan’ı rahmetle, sevgiyle ve büyük bir özlemle anıyorum.
Mekânları cennet olsun…