ANNESİ öksüzü ve kardeşlerini: “Arefe gününün suyuyla yıkamak Sevaptır” diyerek güzelce çimdirdi (Banyo) ellerine de kına yakarak “haydi şimdi yatıp uyuyun Sabah Bayramdır kısmet olursa erken kalkacağız” der ve Çocukların uyumasını sağlar. Tatlı ve güzel uyku ardından Sabah olur Annesi çocuklara seslenerek:
-Haydi kalkın size Pınardan Zemzem suyu getirdim Bayram Sabahı Pınarlardan akan su Zemzem… olurmuş, der.
Çocuklar yataklarından fırlayarak Annesinin Pınardan helkeler ile getirdiği Zemzem suyuna üşüşürler. Öksüz ırgatlıktan gelmiş gibi içiyordu Annesi öksüze seslenerek:
-Yavaş oğlum boğulacaksın önce bir Besmele çek, der.
Öksüz Annesine seslenerek:
-Anne Zemzem ne kadar güzelmiş aklına Sevdiğin hangi yiyeceği ve içeceği getirirsen tadı Ona benziyor, diye söylendi.
Annesi de:
-Öyledir oğul, öyledir, diye cevap verir. Bir taraftan da 'çabuk hazırlan Bayram Namazına gideceksin' der ve öksüzü evin erkeğiymiş gibi hazırlayarak, Bayram Namazı için Camiye gönderir.
Öksüz Cemaat ile birlikte Bayram Namazını kılarlar, Caminin İmamı Cemaate:
-Kimse bir yere dağılmasın birlikte Köy mezarlığına gideceğiz önce mezarlıktaki Gariplerle… Bayramlaşalım daha sonra Köy odasında yemek yenilecek ve daha sonra istediğinizin yere gide bilirsiniz, diye seslendi.
Kalabalık hep birlikte mezarlığa vardılar mezarları karşılarında görecek şekilde yere çömeldiler İmam başta olmak üzere okunan Kur’anı kerim ve duaların ardından herkes mezarlıktaki dostlarının kabirlerine vararak ziyaretlerini tamamladılar.
Öksüzde Babasının mezarına vardı diz üstü çömelerek. Babası için gözlerinden süzülen yaşlarla dua etti. Daha sonra oradaki bulunan kalabalık dağılmadan Köy odasına gelerek hazırlanan yemek sofrasına oturdular.
Öksüz ağlayarak eve Annesinin yanına geldi Annesi ile Bayramlaştıktan sonra:
-Anne herkesin Babası Köy odasına yemek götürüyor bende oraya yemek götürmek istiyorum, der.
Öksüzün Annesi:
-Senin geleceğini düşünerek bende bir tepsiye yemek hazırlamıştım, der.
Ve hazırlanan yemeği öksüz Annesinin elinden alarak Köy odasındaki yemek dağıtıcılarına teslim eder kendiside aç karnını doyurmak için kalabalığın arasına sıkışarak oturur ve yemekler yenir dualar edilir.
Evet öksüz Çocuk aklıyla çok şeyler yapıp mutlu oluyordu. İmkanı olanlar ya bizler kocaman aklımızla neler yapıyoruz?.
Hiç düşündük mü?...
***
Arefe günü yapılan hazırlıklar banyoydu ellere yakılan kınaydı derin bir uyku derken sabah ve Bayram Namazıyla Yemekten sonra Kurban kesimi için bir telaş başlar.
Bahçenin tenha bir köşesine kazılan çukur yedi komşuyla bir araya gelinerek alınan kurbanlık boğa sevgi ve duayla eziyet vermeden kesilir.
Allah için akıtılan kurban kanından çocukların alnına mühür gibi yapılan işaretler çoluğundan, çocuğuna sevgi saygı ve yardımlaşma yelleri estiriliyor.
Evdeki hanımlarda boş durmuyorlar. Allah için kesilen kurbandan özenle seçilerek alınan etler odun ateşinde ve bakır kazanda kavrularak pişiriliyor bahçeye hazırlanan yer sofrası küçük minderlere oturularak pişen etleri yufka ekmeğe dürüm yapılarak kıtlıktan çıkmış gibi yeniliyordu.
Bir taraftan da kesilen kurbanın başında bayramın feyzi ve bereketi anlatılarak dostluk gülleri deriyorlardı.
Yediye bölünerek paylaşılan kurban etleri ve yedi mahalleye yayılan kokusuyla.
Önce komşulardan başlayan bayram ziyaretleri gönülleri coşturarak sevgi sellerini bir şelaleye döndürüyordu….
Ses geçirmeyen taş betonlar içinde televizyon seyriyle geçen bir başka bayram sabahı.
Babası mezbaha ne de kestirdiği kurban etiyle evine gelir. Poşet içinde gelen kurban etiyle ev biranda hareketlendi.
Ev hanımının küçük , küçük doğrayarak hazırladığı etleri düdüklü tencerede pişirilerek kısa zaman da hazırlanan sofrada demir kaşık ve çatalla büyük bir iştahla yeniliyordu.
Çocuk:
—Baba bu kurban eti ile o anlattığın kurban etin arasında ne farkı var?... dedi.
Baba:
—Evlat o kurban eti ile bu kurban etinin arasında. Taş betonlar ve ayrılıklar var, dedi.?...
Sizce daha neler var dersiniz?...
Kurban bayramınızı tebrik eder tüm İnsanlığa ve İslam alemine hayırlar getirmesi dileğimle.
Selam ve dua’larımla...