Yozgat; kimilerine umudun, kimilerine göre ise umutsuzluğun sembolü bir şehir.
Genç olmak zor bu memlekette. Göç git, kaç git, Ankara’ya git, Kayseri’ye git öğütleri duymak bazen insana koyuyor.
Hele doğma büyüme Yozgatlı iseniz, Yozgat türküleriyle büyüdüyseniz, Çamlık’ın piknik alanlarıyla kalmayıp her karışını gezmiş, Çeşka’da oturmuş, Nohutlu Tepe’den aşağılara doğru türkü söylemişseniz daha bir dokunuyor içinize ‘Yozgat’ı terk et’ türünden cümleler.
Bu türden öğütte bulunanlar ise Yozgat’ın görmüş geçirmişleri, Bozok’un ayazında ve yazında kavrulmuş bir hayatın mücadele erleri.
Siyasetçisinden, STK temsilcisine ve bürokratına kadar herkes Yozgat için mavi boncuk dağıtıp Nazım Hikmet gibi “İnanın çocuklar güzel günler göreceğiz, güneşli günler” dese de Yozgat’ın olağan hayatındaki manzara birazcıkta bu şekilde.
Amacım karamsar bir hava yaratmaktan ziyade, Yozgat karamsarlığının karşısına bir kararlılık ortaya koymak, koymaya çalışmak ve en önemlisi memleketimde Yozgat’ta kalmak.Gönül istiyor ve umut besliyor ki Yozgat’ta o gayreti göstersin, saat kulesi donuk durmasın, çanı susmasın, saati yanlış vurmasın.
Yinede her şeye rağmen Yozgat ayakta duruyor, Yozgat direniyor. Yozgat Belediyesi şehir için yeni açılımlar ve hedefler vaat ediyor, ortaya koymaya çalışıyor. İlin valisi çocukluğumda üzerinde dede dostu saatçi Bahattin Kadıoğlu’nun montelediği bir saat bulunan ancak orjinalinde kayıp bir Osmanlı Tuğrası olan Büyük Cami şadırvanındaki kayıp ecdad yadigarı tuğranın peşine düşüyor, tarihi yapılar restore ediliyor.

Tüm bunlar ‘Yozgat’tan göçün, durmayın’ seslerini keser mi bilmiyorum ancak Yozgat’ın kendisi de, gençliği de şimdilik direniyor.
Mücadele devam ediyor “Tuvalet bile temizlerim” dedi önceki gün bir kuruma gelen işsiz bir abi. Kendisini hep yanık sesiyle söylediği türküler ve çalışkanlığıyla tanıdım. İş istiyor İŞKUR kanalıyla ve yasal yollardan bir kurumda işe girecek ve muhtemelen tuvalet temizleyecek işe torpilsiz girecek. 
Git diyenlere inat, terk et diyenlere inat, iktidar partisinin koridorlarında eğilip bükülerek masabaşı iş kovalayanlara, yaranmacılık ve yandaşçılık yapanlara inat onuruyla evine ekmek götürecek kendisi.

Bende direnenlerden olacağım. “Yozgat’ı bırak, önüne bak” diyenlere inat işimi yapacağım, yazımı yazacağım, türkülerimi söyleyeceğim Yozgat için güzel günleri bekleyeceğim.