Bu kadar güven duygusunu zedelediğiniz yeter.
Tamam, medeniyetimizde, tarihimizde, sosyal hayatımızda ayrı bir yeriniz var.
Tarihimizde yaptığınız hizmet ve çalışmalar tarihi kayıtlara geçecek kadar önemli ve faydalı olmuş bunu da biliyoruz.
Ancak bugün güvensizliğin kaynağı durumuna gelenleriniz var.
Evet, yardım vakıfları ve derneklerinden bahsediyorum…
Son yıllarda ülke olarak başımıza gelen sorun ve sıkıntıların altında isminiz olduğu için…
Görüntüde sizler gibi olan amacı ülkeyi bölmek ve parçalamak olan FETÖ uzantısı vakıf ve derneklerin yaptığı hainlikleri gördüğümüz için artık sizlere şüphe ile bakıyoruz.
FETÖ uzantısı sözde dernek ve vakıfların yıkıcı etkilerine karşı, bu işi hakkıyla, topluma ve insanlığa hizmet için yapması gerekenlerin daha fazla çalışması gerekmez mi?
Yazımın asıl konusuna giriyorum şimdi…
Yozgat’ta bir STK bünyesinde faaliyet gösterenler ayrılıp başka bir dernek kuruyor.
Sonra bu dernek kurban bayramında kurban bağışı topluyor.
Daha sonra mazlum ülkelerdeki insanlar için bağış topluyor.
Yozgat insanı da sorgulamadan, inanarak kendilerine para veriyor.
Duyarlı birkaç vatandaş vakıf temsilcilerine bağış toplama izni olup olmadığını sormak istediğinde, iddiaya göre vakıf temsilcileri izin kağıdını gösteremiyor.
Akabinde İl Dernekler Müdürlüğü’ne ve Emniyet Müdürlüğü’ne şikâyetler yapılıyor.
Yine vatandaşların iddialarına göre, yardım sonucu toplanan paraların bir kısmı dernek binasının giderleri ve tefrişatı için kullanılıyor.
Yazının başında da ifade ettiğim gibi, son yıllarda sizlere karşı toplumda oluşan olumsuz imajı silmek ve insanlığın güven duygusunu kazanmak yerine neden halen güvenimizi zedeleyip, desteğimizi yitiriyorsunuz?
EYLÜL VE TEMMUZ
Dün kanlı 12 Eylül darbesinin yıl dönümüydü…
Takvim yaprakları 12 Eylül 1980’i gösterdiğinde millet kendi ordusunun namlusunu kendi üzerine doğrulmuş gördü…
Denge olsun diye vatanını seven gençler asıldı, işkencelere uğradı.
Fişlemeler, dinlemeler ve tehditler insanların hayatını ve ruhi dengesini bozdu.
Ülke yıllarca belini doğrultamadı…
Vatansever gençler devlet bölünmesin diye mücadele verirken, kendisini devlet olarak tanıtan apoletliler tarafından hain ve bölücü ilan edildiler.
Heybetleri hainleri ürküten o gençler: “Mustafa’lar Ölür, Allah Davası Ölmez, Milliyetçilik Yaşar!” diyerek ipe gittiler.
Zaman zaman bu yiğitler mazide mi kaldı diye karamsarlığa düştüğüm oluyordu.
Bizim neslin idealizmden ve ülke meselelerinden habersiz olduğunu zannediyordum.
15 Temmuz hain darbe girişiminde durumun böyle olmadığını gördük çok şükür.
12 Eylül’deki vatansever yiğit ülkü devlerini örnek alan yiğitler bu kez kendisini güç, otorite ve devlet olarak gösteren apoletlilere boyun eğmedi.
Karşı çıktı.
Direndi.
Geçit vermedi.
Bir 12 Eylül’e daha müsaade etmedi.
Darbelerin büyüğü küçüğü, az şiddetlisi çok şiddetlisi, ağırı hafifi yoktur…
Darbe darbedir.
Vatanın bölünmez bütünlüğüne kast eden tüm darbe ve darbe girişimlerini lanetliyorum.
Darbeler sonucu hayatını kaybeden insanımıza Allah’tan rahmet diliyorum.
Bir dava adamının da ifade ettiği gibi “En kötü demokrasi, en iyi cuntadan daha iyidir” diyorum.
Haydi selametle…
DUYDUK DUYMADIK DEMEYİN
*Yeniden hoca arama telaşına düşen Yozgatspor’u.
*Şampiyonluk umudunu yitiren Yozgatspor camiasını.