ANADOLU Basını, her zaman 'taraftar' değil, yayınlandığı şehir, milli, manevi değerler adına 'taraf' olmuştur. İleri Gazetesi yayın hayatını, 'vasıflı' olarak devam ettirme kararı alıp, Yozgat'ın ilk ofset gazetesi olduğunda 'Yozgat ve Yozgatlı adına taraflı gazete' sloganını benimsemiştir. Son dönemlerde sayıları bir hayli artan 'taraftar olma hali' ile gazetecilik mesleğini özdeştirenler, halkın sağduyulu bakış açısını geliştirmesine ışık tutmak yerine 'fitnelik' müessesini devreye sokup, deyim yerinde ise 'bulanık suda balık avına' çıkmaktadır...
Gazeteci herkesten farklı bakmak/düşünmek zorundadır. Şüphecidir.. Olaylara şüpheyle yaklaşırken, yalnış bilgiyi kamuoyu ile paylaşmasın.. Doğruyu bulabilsin.. Okurunu doğru bilgilendirebilsin.. Olaylar karşısında duygularını dizginleyerek, soğukkanlı olmak durumundadır.. 'Yangına körükle gitmek' yerine, yangının söndürülmesi için kamouyunu doğru bilgilendirip, doğru yolu bulmasına ışık tutmakla mükelleftir... 
Yozgat'ta hafta sonunda yaşanılan bazı gelişmeler karşısında, mesleğinin vermiş olduğu refleks ile konuyu değerlendirip, 'şüpheci' bir yaklaşım ile doğruya/gerçeğe ulaşmaya çalışan Mustafa Teker'in başına gelen ne ilktir, ne de son olacaktır.. Bu meslek içerisinde bir kuruşluk menffati için atmayacakları takla kalmayanlar, varlıklarını sürdürdükleri süre içerisinde.. 'Taraf' olmak yerine 'taraftar' olma halleri pirim yaptığı sürece, birilerinin çıkıp, 'doğru söyleyeni dokuz köyden kovma' girişimleri, günlük yaşamımızın bir parçası olacaktır...
Mustafa Teker ne diyor?. 'Olaylara tek taraflı yaklaşmamak, karşı tarafı da sorgulayarak karar verilmesi yerinde olur' diyor.. Ama birileri bundan ciddi rahatsızlık duyuyor. Şehrin göbeğinde takip ediliyor, özel bir bankanın güvenlik kameralarının önünde çevrilip, yumruklarıyor, tekmelenerek dövülüyor.. Üzerinde sadece mesleğe başladığı ilk günlerde cebine koyduğu kalemi dışında, kendisini koruyabilecek ikinci bir alet bulundurmayan Mustafa Teker'e, bir kişi, iki kişi değil, 5-6 kişi birden saldırıyor. 'Gardaş ne iş!' deme ihtiyacı bile duymadan.. Bunlar yaşanırken, 'bulanık suda balık avına' çıkanlar, ellerini ovuşturuyor. Belki de 'oh oldu!, iyi oldu'! paylaşımlarını, çevresindekilerle dillendiriyordur...
Sonuç itibariyle Mustafa Teker dövüldü.. Veya birileri tarafından dövdürüldü.. İnsanlar üzüldü.. Kimileri de sevindi.. Kaybeden Mustafa mı?.. Sanmıyorum.. Kaybeden Yozgattır, Yozgatlıdır.. Kaybeden Anadolu Basınıdır.. Yozgat basınıdır.. Dün dayak yiyen gazetecilere 'Oh olsun!' mantığı ile bakıldığı için bugün Anadolu Basını olaylar karşısında sessizdir.. O nedenle gazetelerin manşetlerini, Yozgat ile sadece soyadı 'Yozgat' olduğu için ilişkilendirilen haberler süslemektedir.. O nedenle yerel basında çalışan arkadaşlar, yanlışı dile getirebilmek için 40 kez düşünmek zorunda kalmaktadır.. Mesele birilerinin çıkıp, birisin dövmesinden ötedir.. Atılan yumruk, atılan tekme senin geleceğenedir, bilesin...