Sevgili İleri Gazetesi okuyucuları. Yıllardır sizlere Yozgatımızın dününü anlatmaya çalışıyorum. Düvenden, yabadan, damdan, loğdan, çarıktan, çanaktan, küllükten, bostandan, sakçıdan, samandan vs. her şeyden bahsediyorum.
Eminimki Başta Yazı İşleri Müdürümüz Seda ERKILIÇ hanımefendi olmak üzere çoğu kişi bunlarda ne, bu adam nelerden bahsediyor diyordur.
Hatta beni arayan bir okurum abi sen ne anlatmaya çalışıyorsun, eski belgeselleri mi gün yüzüne çıkarıyorsun, Osmanlı İmparatorluğu dönemlerinin yaşam kültürünü mü tanıtıyorsun. Dedi.
Bilmiyorum ama Yozgatımızın geçmişini anlatmak o dönemi yaşamış birisi olarak beni çok dinlendiriyor. Kücücük şeylerden mutlu olduğum, her ama her nimetin gönüller dolusu paylaşıldığı, ticaretin, paranın, menfaatin konuşulmadığı kazanımlar dost gönüllerine yatırım olarak nemalanır, vefa, sevgi, saygı, hoşgörü ve yardımseverlikte şahikaya ulaşırdı. Ben yaşadıklarımı, yaşadığım dönemlerdeki güzellikleri, doğallıkları, dostlukları birer birer anlatmaya devam edeceğim.
Orta yaş ve üstü hemşehrilerimden oldukça güzel yansımalar alıyorum. Hatta “Avrupa Birliği Eksileri Artıları” diye biz yazımın ardından 5 değişik okurumdan telefon aldım.
Hepsi de bana aşırı derecede kızıyorlardı. Sanane Avrupa Birliğinden, Asya Dirliğinden, sen alışılmış yazılarından yazsana be adam diyordu biri.
Bir tanesi Ermenistan Diplomasisi diye bir yazımın ardından Ermeni yımırtalı omaç yemeyi, kesekli çalhama içmeyi bilmez, dış politikada da senin önerilerini siyasetçiler dinlemez, dikkate bile almaz, boşa mürekkebini tüketme, Yozgat Gazetelerine Yozgat kültürünü ve Yozgat tarihini yaz. Ne güzel okuyorduk, yine bize bir gün kaybettirdin diyordu.
Bunlar bana gerçekten çok mutluluk verici serzenişlerdi.
Acımasız bir iş yoğunluğu içerisinde çalışıyorum. Beden işi olsa yatıp dinlenirim, ama zihin işleri her daim beynimi meşgul ediyor. Bu yüzden yazı yazmaya emin olun fedakar bir zaman harcıyorum.
Hemşehrilerimizden gelen sevgi mesajları hemen beni bir şeyler karalama zaruriyetine itiyor.
“Üreluğün Koye Gettim Gonşular” adlı şiirim Yozgatta çok tutuldu. Çoğu dernek faaliyetlerinde bir veya birkaç hemşehrim benim bu şiirimi ve “Norüyonuz Nerdesiniz Uşahlar” adlı şiirimi okuyor. Dağlar kadar memnun oluyorum. Görüyorum ki herkeste geçmişine bir özlem ve nostalji hayranlığı var.
Özellikle işyerimde eline İleri Gazetesi geçen tüm arkadaşlarım şuraya şunuda yazsaydın, veya şuraya şunuda ekleseydin diyerek sık sık ziyaretime geliyorlar. Anadolunun her yerinden arayan birbirinden değerli hemşehrilerim bana Yozgat anılarını veya büyüdüğü köydeki ilginç olayları anlatıyorlar. Sıkılmadan, keyifle dinliyorum.
Fakat genelde her hatıranın anı oluşturacak ögelerini sansür edilmesi gereken cümleler oluşturduğundan ve de onları kesmek zorunda kaldığımdan yazılar anı değerini yitiriyor.
Anadolunun en çok okunan, en çok emek verilerek hazırlanan, birbirinden değerli yazarların birikimleriyle süslenen, çalışkan muhabirleri, takipçi yapısı ve memleket çıkarlarının fedakar takipçisi bu güzel gazetede daha nice yazılarımla karşılaşmak umuduyla saygı, sevgi, özlem ve hasretle hepinize sağlıklı ve mutlu günler dilerim.
Herşey gönlünüzce olsun.