Yani işçinin ve emekçinin bayramı,benim bayramım!

Ekmeğini ve rızkını emeği ve alın teriyle katık eden insanların bayramı 1 Mayıs.
Matbaa makineleri başında tiner ve boya kokuları eşliğinde emek harcayanların, gecenin kör karanlıklarıyla, sabahın ilk ışıkları arasında kapı kapı dolaşarak gazete dağıtan gerçek emekçilerin bayramı bugün.

Mevsimsel şartlar ne olursa olsun, saat kaç olursa olsun her daim kamerasıyla, mikrofonuyla, fotoğraf makinesiyle görevini yerine getirmeye çalışan bazen polisin hedefi, bazen vatandaşın hedefi olan.

Her durumda ortada kalan yalnız ve yalnız işini yapmaya çalışan, bin bir güçlükle haber peşinde koşan muhabir arkadaşların bayramı bugün.
Geçmişte daktilosunun başında, günümüzde klavyesiyle birlikte fikir üreten, proje sunan, çözüm arayan, her daim gücün ve güçlünün hedef tahtasında ilk sırayı almış, söyledikleriyle, yazdıklarıyla ve fikirleriyle kimi zaman hapisleri boylamış, kimi zaman kurşunlara hedef olmuş fikir işçilerinin bayramı bugün.

Gücünü yalnız ve yalnız emeğinden alan var gücüyle çalışarak ailesine, topluma ve ülkesine katkıda bulunan vatan ve milletine sadakatle bağlı, bayrağını seven, ülkesinin birliğini ve dirliğini kendi birliği ve dirliği olarak gören fedakar Türk işçilerinin bayramı bugün.

1 Mayıs’ı ideolojik bir zemine çekerek gerçek işçi ve emekçinin ter döktüğü 1 Mayıs’larda meydanlarda terör estiren, bölücü slogan ve bayraklarla meydanları dolduranların bayramı olmayan bir bayram 1 Mayıs.

Şimdi bugün yine televizyonlarda hep beraber sözde 1 Mayıs coşkusu izleyeceğiz. Ülkemizin birlik ve dirliğini baltalamak isteyen bölücü uzantıların, bu ülkeye hiçbir zaman gerçek manada katkı sunmamış, gerçek manada hiçbir işçi ve emekçiye destekte bulunmamış sözde sendika ve sivil toplum kuruluşlarının ideolojik geçitlerini ve sloganlarını duyacağız meydanlarda.

Ve yine kutlama meydanlarının yakınlarına kadar milyarlık jiplerle gelerek meydanda emekçiyim imajıyla salına salına gezinerek işçi ve emekçiler adına nutuk atan çakma sendika başkanları, işçi ve emekçi temsilcilerini dinleyeceğiz. Türkiye’de her 1 Mayıs’ta bu tabloları görmek mümkün. Bazı fotoğraf karelerinde arkada çalışan inşaat işçilerini ve öndeki meydanda işçi bayramını kutlayan insanların yer aldığı ilginç fotoğraf karelerini görmekteyiz.

Ülkemizde gelinen noktada emekçilerin sorun ve sıkıntıları hala devam ediyor.1 Mayıs’ta ülkemizde kamu görevlileri yani memurlar tatil yapıp aile ve çocuklarıyla masada güzel bir kahvaltı etrafında toplanırken, işçi ve emekçi harıl harıl çalışmaya, üretmeye ve emek sunmaya devam ediyor.
Emek sömürücülerinin bir hayli fazla olduğu ülkemizde ve hatta ilimizde çocuk işçiler körpe bedenleriyle en ağır yüklerin altına girerek, ağır üretimlerde bulunuyor.

Birçok işçi bugün ülkemizde ve özellikle ilimizde sosyal güvencesiz, sigortasız asgari ücretin altındaki komik rakamlara çalıştırılıyor ve verdiğinin karşılığını hiçbir zaman alamıyor. Yozgat’ta bir işveren yanında çalıştırdığı işçisinin asgari ücretin altındaki maaşını aylarca sallayabilirken, en yeni ve en son teknolojiye sahip milyarlık bir akıllı cep telefonunu hemen anında cebine koymayı ihmal etmiyor!

1 Mayıs’ın gerçek işçi ve emekçiye sahip çıkılan bir gün, dinimizin de buyurduğu gibi emeğe ve üretken insana verilen gerçek değerin bilindiği bir gün olarak algılanmasını temenni ediyorum. Toplumun her kesiminden insana, her sınıftaki vatandaşa aynı sosyal denge ve adaletin sunulduğu, devlet imkanlarından işçi, köylü, esnaf, memur her bireyin eşit ve katılımcı olarak faydalanabildiği bir Türkiye temennisiyle meydanlarda sembolik boy gösteren yeşil parkalı çakma emekçilerin değil, ülkemin gerçek emekçi ve işçisinin, toprağı teriyle sulayan vefakar ve cefakar köylüsünün 1 Mayıs Emek ve Dayanışma gününü kutluyorum.