Ramazandı, bayramdı derken her ikisini de geride bıraktık.
Bayram ziyaretlerinde herkesin gündemi farklı olur.
Siyasetçi yine siyaset yapar.
Bugün mübarek gün falan diye pek düşünmezler.
O ona sallar, o da ona sallar.
Hayırlı mübarek günde şu siyasi konuları bir kenara koyalım demezler.
Televizyondan izledim, siyasi partiler birbirlerine bayramlaşmaya gittiklerinde dahi güncel, sıcak siyasi konuları konuştular.
Bir günlüğüne konuşmasalar olmaz mı?
***
Neyse biz konumuza dönelim.
Bizim bayram ziyaretlerindeki konumuz yine Yozgat oldu.
Her zaman söylüyorum…
Yozgat’ın göç gerçeğini TÜİK rakamlarında falan aramayın.
Gelin bana sorun…
Çok iddialı bir çıkış olabilir ama durum böyle.
***
İlkokulu, liseyi ve yüksekokulu dahi Yozgat’ta okuyan bir Yozgatlıyım.
Bütün okul arkadaşlarım ve yakınlarım şu anda Yozgat dışında yaşıyor.
Lise Caddesi’nde selam verecek arkadaş bulma konusunda sıkıntı yaşayanlardanım.
Bu arkadaşların büyük bölümü Yozgat’taki işsizlik ve ekonomik buhran sebebiyle başka vilayetlere göçtü.
Kimisi Elazığ’da bir inşaat şirketi şantiyesinde çalışıyor, kimisi Kayseri veya Ankara OSB’de bulunan firmalarda.
İzmir, Antalya, Batman, Gaziantep her yerden  çıkıp geldiler bayram için…
***
Dedim ya Yozgat’ı konuştuk diye.
Onlar gittikleri ve ekmeğini yedikleri vilayetlerdeki yatırım ve olanakları anlattı.
Ben ise dinledim.
Yozgat’a yapılan şemsiyeli sokağa dahi müthiş sevinen, Yozgat’ın öz evlatları oralardaki yatırım ve olanakların bir türlü Yozgat’a gelememesinden dolayı duydukları üzüntüyü dile getirdiler.
Tabi ki yine sohbetin sonunda aynı teklif ve çağrıda bulundular: “Sende durma burada, sende git”
İnsanın gücüne giden bir tekliftir bu.
Doğduğun öz memleketinde hayatını sürdürememek ve bir göçe ihtiyaç duymak…
İşte Yozgat’ın durumu.
İşte Yozgat’ın ahvali.
İşte Yozgatlının, Yozgat’a bakışı…
Herkesin geçmiş bayramını kutlarım.
Selametle…
DUYDUK DUYMADIK DEMEYİN
*Karayolu taşımacılığının yetersiz kaldığı Yozgat’ı.
*Havaalanı ve hızlı trene bir an önce kavuşmayı arzulayan Yozgatlıyı.