Pazar günü ‘yağmurlu’ gösteriyordu hava durumu.
Her taraf beyaz örtüyle kaplıyken, yağmur yağacaktı üzerine.
Ben yazarken henüz yağan yağmur yoktu ortalıkta.
Yağar mı onu da tam bilmiyorum.
Her taraf karla kaplıyken, yağmur konuşmak da olmuyor aslında.
Beyaz örtü, yağmurdan üstün ve baskın geliyor.
Yağmuru sanırım, ilkbaharda konuşmak gerekiyor.

Kış yaşıyoruz şu günlerde hep birlikte.
Yazı bekliyoruz.
Beklemek herkes için kolay olmuyor tabi.
Kiminin akan çatısı, kiminin boşalmaya yaklaşan kömürlüğü…
Beklemek herkes için aynı değil…

Umut ise, ömür doldurduğumuzu hatırlamak.

Yani, elbet kış bitecek yaz gelecek.
Gelen Mevla’dandır. Hoş geldi safa geldi. Hayırla gelsin, bereket getirsin.

Yağmurlu bir Yozgat dediler dün ve bugün için.
Güne uyanıp perdeyi aralayan puslu gördü dışarıyı.
Her taraf kar altındayken, yağmurun neyine ihtiyacımız vardı ki?
Acaba toplum olarak kuvvetli bir yağmurun bizi temizlemesi mi gerekiyordu?
Yeniden aramızda gürültüler başlamışken.
Yeniden kavgalara başlamak üzereyken…
***
Kar altında yağmurdan konuşmuşken, Abdurrahim Karakoç’u hatırlayıverdim birden.
O da bir şiirinde ısrarla yağmurdan bahsediyor, yağmur bekliyordu.
Yağmurun kirlerimizi sileceğini.
Bizi temizleyeceğini belirtiyordu.
Sahi beyaz kar taneciklerinin yapamadığını yağmur yapar mıydı?
Yağmurların bizi bize anlatacağını söylüyordu rahmetli Karakoç.
Biz, bizi, bize neden anlatamıyoruz artık?
“Bir yağmur bekliyorum, kuruyanı ıslatsın 

Bir yağmur bekliyorum, tohumlara can katsın 
Bir yağmur bekliyorum, silsin kirlerimizi 
Bir yağmur bekliyorum, bizi bize anlatsın.” 
Bu mevsimde yağmur beklemek pek akıl işi değil zannedersem.
Gelecekse bu yağmur mevsiminde gelsin.
Mevsimine kadar kirleneceğimiz ve kar yağsa da en azından yüreklerimizin kuruyacağı bir gerçek.
Kısır tartışmalar.
Gereksiz atışmalar.
Ayrışmalar ve kutuplaşmalar…
Bunların tümü zannedersem bahara kadar devam eder.
Baharın ilkinde beklenen yağmur gelirse bir nebze kirlerimizi temizler.
Kuruyan yüreklerimizi kavrulmaktan kurtarabilir sanırım.
Rabbim herkesin beklediği yağmurları yüreğine yağdırsın.
Haydi selametle…
DUYDUK DUYMADIK DEMEYİN
*Kurumlardan kapsamlı  özsunuş alan Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ı.
*Toplu taşıma ve şehirlerarası otobüslerde denetime başlayan sivil polisleri.

*Her hafta bir kültürel etkinliğe ev sahipliği yapan Büyük Sinema’yı.
*Yozgatlı oldukları için pek önemsenmeyen ve dikkate alınmayan kültürel, sanatsal ve edebi toplulukları.