Geri sayım başladı.
İnfilak etmemize az kaldı.
Altıdan dörde çok çabuk indik, beşi hatırlamıyoruz.
Daha dün dört için meydanlarda kavga ediyorduk ki üçe düştük.
Dört, üç, iki, bir ve…
Meseleyi anladınız vekil sayımız dörtten üçe düşmüş.
Yüreğim yanarak öğrendiğimde, tepki olarak ‘Yozgat’ın aslında hiç vekile ihtiyacı yok’ dedim kendi kendime.
***
İçten içe yanıyor ve eriyoruz.
Bizi bizden başka ne gören, ne duyan, ne bilen nede anlayan var.
Dertlerimize kulak tıkaya tıkaya, sorunların üzerini örte örte bu hale geldik!
Gayrı bu derde derman bulunur mu bilemiyorum.
Bizimkisi artık ‘Lokman hekim gelse yaram azdırır’ türünden bir dert oldu.
Öyle ki insanımız da artık bu derde alışarak onunla yaşamaya çalışıyor.
Artık sadece Yozgat ile ilgili açıklanan veriler ve raporlar sonunda ‘Derdim çoktur hangisine yanayım/ Yine tazelendi yürek yarası’ deyip geçiştiriveriyor.
***
Dermanı bizde olsa, reçetesini bulabilsek, ilacını üretebilsek mesele yok ama boyumuzu aşıyor.
Yozgatlı analar evlat yetiştirip-büyütüyor sonrada ‘hadi git bir yerlerde ekmek bul’ diyerek büyükşehirlere yolcu ediyor.
Ben bugünlük bu hastalığın genel özelliklerini sıralamak istedim, yarın ise sinemizde açtığı yaranın ve vücudumuzu kapladığı illetin büyüklüğünü yazmak istiyorum.
Yozgat’ın yerel gazetelerinde her gün bir hemşerimizin başarısını, geldiği kritik ve önemli görevleri ballandıra ballandıra yazıyoruz.
Yozgat dışında iş ve proje üreten STK’larımızı, başarılı iş adamlarımızı gündeme getiriyoruz.
Dışarıya giden Yozgatlı mutlu ve mesut iken, içeride kalan bizler evet her gün biraz daha eriyoruz…
***
Yozgat’ın derdini milletvekilleri çözebilseydi şayet son 14 yılda çözerdi.
Yozgat için vekil düzeyinde yapılan iyi niyetli çalışma, çaba ve gayretlerin göç ve erimemizi durdurduğunu söylemek imkânsız.
Vekiller bu derde derman olamıyor.
Yozgat’a doğrudan devletin en üst ve en yetkili makamlarının el atması gerekiyor.
Onun için Yozgatlı vatandaş vekil sayısının düşmesini çokta önemsemiyor.
‘Varsın liste savaşları verenler düşünsün’ diyor.
Ha biri, ha beşi anlayacağınız…
Yarında bu konuyla ilgili birkaç hususu daha burada gündeme getirmeyi isterim.
Bu meseleye birazda Lise Caddesi penceresinden bakalım yarın.
Şimdilik selametle…