YOZGAT, Türkiye’de en fazla televizyon izleyen iller arasında yer alıyor.
Bu konuyla ilgili elimde bir veri veya istatistik mevcut değil.
Öyleyse nereden biliyorum, en fazla televizyon izleyen il olduğumuzu?
Kimine doğru, kimine yanlış gelebilir lakin tespitlerim şunlardır.
Yozgat, sosyal ve kültürel olanak ve etkinlikler bakımından geri kalmış bir ildir.
Yozgat’ta tiyatro, sinema, konser, sergi gibi etkinlikler yılın belirli dönemlerinde, çok kısıtlı şekilde icra edilir.
Yozgat’ta festival, şenlik, panayır, anma gibi faaliyetleri de görmek mümkün değildir.
Denizi ve plajı yoktur.
Milli parkları, ormanlık alanları, doğal güzellikleri pek fazla halka açık değildir.
Tam tersine kısıtlama ve kota söz konusudur.
Hal böyle olunca içinde yaşayan insanının da yapacak pek fazla uğraşı, hobisi yoktur.
Akıllı telefonlardan bol miktarda internet tükettiğimizi de söyleyebilirim.
Hemen hemen herkeste akıllı telefon ve internet paketi mevcuttur.
Ev hanımları bile günümüzde, akıllı telefonlardan elektronik ticaret yöntemiyle alışveriş yapmaktadır.
Yukarıda saydığım nedenlerden dolayı televizyonu da fazla izlemekteyiz.
CHP’nin Ankara Milletvekili Gamze Taşçıer, önceki gün meclise bir basın toplantısı düzenlemiş ve ülkemizdeki dizilerle ilgili bazı çarpıcı veriler paylaşmış.
Bu konuyla ilgili Sayın vekilin yaptığı çalışmalar ve açıkladığı bilgiler dikkatimi çekti.
Sayın Taşçıer’in verdiği bilgilerde 8 dizinin birer bölümü incelenmiş.
Yapılan inceleme neticesinde 219 silah, 23 kadına şiddet, 41 ise cinayet sahnesine tanıklık edilmiş.
Günümüzde idealizmden uzak tutulan gençlerimiz, bu dizilerdeki tipleri kendisine model olarak alıyor.
Yozgat’ın caddelerinde lise çağındaki gençlerimize baktığımızda aynı tip giyimli, aynı tip tıraşlı, aynı ağız ve şiveli konuşan gruplar görüyoruz.
Hepsinin de bu dizi ve filmlerdeki tipler gibi görünmeye, konuşmaya, yürümeye özendiğini fark ediyoruz.
Gençlerimizi bu acı tablodan ve durumdan kurtarmak adına, öncelikle ülke yöneticilerinin tedbir ve önlem alması şarttır.
Yerel düzeyde de bizim kendi idarecilerimize görev ve sorumluluk düşmektedir.
Bu manada ilimizde daha fazla kültürel, sanatsal, sosyal aktivitelere ve projelere yönelmek şarttır.
Şehrimizde şiirden türküye, spordan el sanatlarına, tiyatrodan bilimsel etkinliklere ne kadar çok önem verirsek ve bunların sayılarını artırırsak o kadar iyi etmiş oluruz.
Hayatında hiç sinema izlemeyen…
Hayatında bir kez olsun tiyatroya gitmeyen…
Hayatında bir kez sanat müziği veya halk müziği konseri dinlemeyen…
Yozgatlı gençlerin var olduğunu biliyor musunuz?
Bu şehirde Yozgat’ın yöresel lezzetlerinden bazılarını bir kere dahi tatmamış gençler var.
Kamuya ait alanların kısıtlandığı, sosyal ve kültürel hayatın yok derecesinde olduğu bir şehirde, gençlerin televizyon dizileri izlemeleri ve oradakilerden etkilenmeleri son derece normaldir.
Yozgatlı gençlere yönelik kısıtlayıcı anlayış yerine, kucaklayıcı anlayış benimsenmelidir.
Bugün trilyonlar harcanan Spor Vadisi’nin sahaları ve spor alanlarına kara kilitler vuruluyorsa…
Gençler o sahalara adımlarını dahi atamıyorlarsa…
Kütüphanelerde ders çalışmaları dahi bazıları tarafından eleştiriliyorsa…
Gençlerin dizi karakterlerine bürünmelerini de normal karşılamak lazım.
Haydi selametle…