Öğrencilik yıllarımdan beri televizyon ile aramda ciddi bir mesafe vardır.
Haber izlemek ve bir iki tartışma programı dışında elimi sürmediğim aletlerin başında geliyor televizyon.
Ancak son yıllarda birkaç diziyi izleme ihtiyacı hissettim.
Türkiye’de toplum hiç okumayan ama bol izleyen bir toplum olma özelliği taşıyor.
Yozgat’ta yine bu özelliğe sahip vilayetlerin başında geliyor.
Bazen yapılan siyasi tartışmalarda diziden örnekler verilerek, tarihi bilgi olarak anlatılıyor.
Neyse dizi konusuna dönelim tekrar…
Türkiye’de geçmiş yıllarda yapılan diziler tarihi kahraman ve şahsiyetleri anlatmazdı.
Anlatsa da  farklı anlatırdı.
Tarihimizi, geçmişimizi, kültürümüzü anlatan dizileri ekranlarda hiç göremedik.
Cüneyt Arkın’ın çekmiş olduğu abartısı bol olmakla birlikte, tarihimizi hatırlatan meşhur filmlerinin dışında, tarihi hatırlatan diziler hiç yapılmadı.
Bunun yerine toplumun ahlak ve kültürünü bozacak yapımları izledik ekranlarda.
Eğer bir dizinin içinde tarih varsa, onu da muhakkak bozup-tahrip edip yayınladılar.
Son yıllarda bu geleneği Diriliş Ertuğrul ve Payitaht Abdulhamid gibi diziler bozdu.
Diriliş dizisinin ilk 30 bölümünü izledikten sonra, bir daha izleme imkanım olmadı.
Bir yerden kaçırdı mı, bir daha yetişemiyorsunuz.
Şu sıralar Abdulhamid’i anlatan diziyi seyrediyorum.
Aslında tarihi diziler izlemeyi sevmiyor ve doğru bulmuyorum.
Çünkü sizi tarihi hakikatlerin dışına çıkarıyor.
Tarihe merakınız var ise şayet, bunu kitaplar yoluyla gidermeniz daha doğrudur.
Bu dizilerin iyi ve olumlu yanları bize yeniden medeniyetimizi, ceddimizi ve şanlı geçmişimizi aktarmasıdır.
En azından dizide geçen diyaloglar ve karşılıklı konuşmalar bazen milli ruhumuzu ve gururumuzu okşuyor.
Onun dışında bazı konulardaki gerçek dışı hayalperestlik ve abartılar ise hoş olmasa da dizilerin izlenmesi için gerekli oluyor sanırım.
Yine illa ve illaki işin içine aşk, gönül işi gibi kavramlar sokularak, gerçekte olmayan olaylar zincirini takip ediyorsunuz.
Dediğim gibi ahlakımızı bozan ve bizden olmayan kültürleri anlatan diziler yerine, bu dizilerin yayında olması olumludur.
Olumsuz yanları ise tarihi hakikatleri saptırmasıdır.
Mesela kime sorsanız Sultan Abdulhamid’in bir karış toprak dahi kaybetmediğini söyler.
Oysa tarih ilmi ve hakikatlerine göre durum maalesef böyle değildir.
Ayrıca toplumumuz popüler, şekilci ve kolay olana daha çok merak sarmaktadır.
Bunun sonucunda dizilerdeki padişahları veya ceddimizi sever ve sayar iken, günlük hayatta onların yadigarlarına dönüp bakmıyoruz bile.
Onların emanet ettiği yapıları, somut ve somut olmayan kültürel mirası hatırlamıyoruz bile.
Bu da dikkat çekici bir ayrıntı olsa gerek.
Haydi selametle…
DUYDUK DUYMADIK DEMEYİN
*Bugün Yozgat’ın eğitiminin ele alınacağı önemli toplantıyı.
*AK Parti ilçe teşkilatlarında yapılan kadın kolları atamalarını.