YOZGAT’ın geçmişine baktığınız zaman değişik profilde bir seçmen kitlesine sahip.
Çok gerilere gidersek şehirde Ermeni ve Rum nüfus var ancak bunların önemli bölümü, Cumhuriyet döneminde şehri terk etmiş.
Onun dışında şehirde yaşayan bolca abdal bir nüfus var.
Yine aynı şekilde alevi vatandaş sayısı da şehirde oldukça fazla.
Ne zamana kadar?
12 Eylül sürecine kadar şehirde bu insanlar yaşıyor, ticaret yapıyor ve şehrin ayrılmaz bir parçası.
Meydana gelen siyasi olaylar, hadiseler bu insanları buradan göçürmüş.
Günümüz memleketinde tek renk ve aynı profilde bir nüfus kaldığını görüyoruz.
Bundan dolayı farklı düşünen, farklı program ve siyasi görüşe sahip partiler, aynı profildeki seçmenden oy istiyor.
Yani, dünün renkliliği ve çeşitliliği bu şehirde kalmamış.
Bu durum haliyle seçim sonuçlarını ve siyasi partilerin Yozgat’ta ki varlığını da etkiliyor.
Yozgat’ta başarılı olmak isteyen her adayın muhafazakar ve milliyetçi profile sahip seçmenden oy alması gerekiyor.
Çünkü seçim sonuçlarını etkileyen seçmen kitlesi, bu ilde tam da bu kitle…
Keşke dünün acı hadiseleri olmasa, Yozgat göç vermese ve bu nüfusu elinde tutabilseydi.
Hem çok daha büyümüş ve gelişmiş bir Yozgat olacaktı, hem de daha kozmopolit ve renkli bir şehirde yaşamış olurduk.
Ceddimiz Osmanlı döneminde, atalarımız Büyük Cami’nin yanına kilise inşa etmemiş miydi?
Bugün geldiğimiz nokta itibariyle nüfusu hızla eriyen ve küçülen bir Yozgat’ta yaşıyoruz.
Yeni sistem ile birlikte milletvekili sayısının 600’e çıkarılması sonucu, milletvekili sayımız 4 olarak kaldı.
Yoksa biliyorsunuz vekil sayımız da 3’e düşmüştü.
Demem o ki erimek, azalmak ve tek renge dönüşmek pek de iyi bir şey değildir.
Haydi selametle…