BÜYÜK millet olmanın bir özelliği de şüphesiz ki derin ve köklü bir geçmişe sahip olmaktır.
Milletleri ayakta tutan ve geleceğe taşıyan ise derin ve köklü geçmişinden aldığı kuvvettir.
Bu yüzden okullarımızda çocuklarımıza tarih öğretir, geçmişi bilmelerini, geleceğe hazırlanmalarını isteriz.
Dünya tarihinde mensubu olduğumuz Türk Milleti’nin büyük, saygın ve önemli bir yeri vardır.
Milletler hafızalarıyla yaşarlar.
Bu hafıza ise sadece tarih kitaplarının içerisinde yer alan kronolojik bilgilerden ibaret değildir.
Vatan toprakları içerisindeki bir mezra veya bir kayalığın coğrafi yer isimleri dahi bu hafızaya dahildir.
O yüzden bunların isimlerinin değiştirilmesi doğru değildir.
Önceki gün Yozgat’ta bir okul ile ilgili haber yazarken, okulun ismi ve hangi okul olduğu sorusu soruldu.
Okul isminden, okulun hangi okul olduğunu bilemedik.
Daha sonra okulun resmi internet sitesine girip, adres bilgilerini kontrol edince bu durumu öğrendik.
Demem o ki zaruret olmadıkça okul, sokak, yer isimleri değiştirilmemeli.
Bir milletin yaşadığı coğrafyadaki tapu senetleri, yer ve bölge isimleridir.
SAMİMİYET ÖNEMLİ
Her zaman samimi olacaksın.
O yana farklı, bu yana farklı davranmaya gerek yok.
İkili oynamalar hiç iyi değil.
Bazılarını enayi ve saf yurduna koymaya çalışmak sadece kendini alçaltmaktır.
Kısa sürede, kısa ömürlü, küçük makamlara gelenlerin bazıları böyle davranıyorlar.
Hani yerel tabirle, cin olmadan adam çarptıklarını sanıyorlar.
Bana komik ve basit geliyor nedense.
İŞ BULAMAYANLAR
Yozgat’ta iş bulamayan yüzlerce insan var.
Aralarında genç olanları var.
Engelli olduğu halde, yeterli derecede rapor alamadığı için hiç iş bulamayanlar var.
İş başvurusuna gidiyor, işveren ‘sanırım engellisin’ diye soruyor.
İş isteyen ‘evet’ cevabını getirdiğinde, işveren ‘tamam seni işe aldım, engelli raporunu getir başla’ diyor.
İş isteyen ‘bu halime devlet ancak yüzde bilmem kaç rapor veriyor, beni sağlam görüyor’ diyor.
İşveren ise ‘ o zaman seni işe alamayız, çünkü seni engelli kadrosundan istihdam edecektik’ yanıtını veriyor.
Bu tabloda iş isteyen de haklı, işveren de.
Birisi fiziki olarak engelli, her haliyle belli ve ortada, lakin resmi belgesi olmadığı için, engelli istihdamından faydalanamıyor.
Diğeri ise engelli istihdamından çalıştıramayacağı personeli işe alamıyor ve normal kadrodan engelli birini değerlendirmek yerine, hiç engeli olmayan normal personel almayı düşünüyor.
Olan engelli ve sahipsiz bu vatandaşlara oluyor.
İşkur listelerine de partici abileri olmadığı için dahil edilmiyorlar.
SELAM SALMAK
Evvelden iletişimin zor olduğu dönemlerde, insanlar her fırsatta birbirine selam yollarlardı.
Bir mektupla, telgrafla, o yana giden otobüsle, o yönden gelen yolcuyla selam iletilirdi.
Selam salmak kıymetli ve önemliydi.
Şimdi sosyal medya çıktı, mertlik bozuldu, selamın eski kıymeti kalmadı.
Yazdığım yazıları takip eden ve benden bir yazımda kendisine selam göndermemi isteyen bir isim var.
Selamlaşmaya verdiği kıymetten ötürü Yozgatlı sevilen esnaf Yasin Ataman’a teşekkür ediyorum.
Bu yazımda da kendisine selam gönderiyorum.
Yasin Ataman Abi işlerin hayırlı ve bereketli olsun.
Selam ve muhabbetlerimi iletiyorum.
Haydi selametle…