Ambalajını çok beğenip aldığın bir üründen duyduğun memnuniyetsizliği hatırlıyor musun?

Bu bir örnek.. Çok basit bir örnek üzerinden tüm kararlarımızın payını verebiliriz. Dışarıdan bakınca her şey harikadır. Ama aslında mükemmel diye bir şey yoktur. Kararlar, zevkler, tercihler vardır.. Aslında mükemmel olan beklentin karşısında gösterdiğin tavırdır. Bir tercih yaparken, ‘bize ne ölçüde hitap ettiği daha önemliymiş’ dediğim çok oldu mesela benim. Yine aldanıp almadım sanmayın aldım; elbette ki heybemde birkaç hatam olacaktı. Denemeden bilemezdik.. Mükemmel olduğunu düşünmek mi hataydı?

Belki de hata diye bir şey yoktu. Bilinmesi gereken de buydu zaten. Önemli olan da bunu anlamış olmaktı.

Nasılsınız bu arada? Yeni sezon hazırlıkları umarım hepimiz için tamamdır. Bugün bana gelen yorumlar üzerinden bir paylaşımda bulunalım istedim. İletişimin en güzel olanını karşılıklı olanı gerçekleştirelim daima.

En çok da ‘yeni bir ben, yeni bir sen’

Yaz mevsimi gelip geçerken sonbaharın serinliği hepimize yeniden sorumlulukları ele alma bilincini hatırlatmaya başladı.

Yeni eğitim-öğretim dönemi, yeni iş telaşları, yeni yerler, yeni insanlar pekala yenilik zamanı şimdi hepimiz için. En çok da ‘yeni bir ben, yeni bir sen’.

Bu süreç için takım arkadaşlarınızı seçtiniz mi, yeni kararlarla tazelenme sürecine girdiniz mi bilmem..

Hayır cevabı alıyorsam şayet şimdi değişmenin, tazelenmenin vaktidir.

Her yaptığımız iş bir sonuca ulaşamıyor olabilir. Esas mesele aslında hepimizin bildiği bir detayda.

Yolda olmak.. Nereye vardığından çok daha önemlidir.

Kendi kendimizi takdir etmeyi öğrenmeyi ve bunu öğrendiğimizi anladığımız an pek çok şeyin değiştiğine de emin olabiliriz. İnanın yolda öğrenmek çok keyifli.

Aldığımız kararlar üzerindeki engelleri aşarken kimse bize bunun kolay olacağını söylememişti. Bir karar verdik ve yola çıktık. Bu noktada önümüzü kesen her engelin aslında bizi olmak istediğimiz yere gitmeye çalışırken, olduğun yerden de keyif almayı, bir engeli daha nasıl bir gayret ile aştığımızı kutlamayı öğrettiğini gördük. Tüm bunların yanında bazen hassastık bazen duygusal. Kulağımızı tıkarken dışarıdaki seslere, kendimize hatırlatmamız gerekenler beliriyor aniden:

Bu yolda bazen hassastık yanlış seçimler yaptık, aldandık. Bu yüzden çok da yaftalandık. Önemli değildi hassas olmak bir kusur değildir çünkü.

Güçlü olmak zorunda olmadık, duygusaldık.. Duygusallık zayıflık değildir çünkü.

Kah ödün verdik kah fedakarlık sınırlarını aştık.. İyi bir insan olmak bizi “kullanılabilir” biri yapmaz çünkü.

Hiçbirimiz kusursuz değiliz. Sen, ben, o.. Kusurlarımızı sevdik, hepsini topladık bir benlik yetiştirdik.

Hatta iş konusuna da değinecek olursak dışarıdan harika görünen, kurumsal olarak kendini kanıtlamış pek çok şirket içerisindeki çalışma şartları da mükemmel değil. Toplumun insana dayattığı mitler sebebiyle kendi kimliğimizde aykırı bir dünyanın içinde sıkışıp kalıyoruz. Her şeyin mükemmel olmasını beklerken, mükemmel olanın yaşadığımız tecrübeler olduğunu unutuyoruz. Bu yüzden varmaktan öte yolda olmak güzeldir..

Unutmayın ki kendinize en büyük yatırım seçtiklerimizdir; doğru ya da yanlış, gelişmemize en çok yardımcı şeydir onlar. Kendinizi olduğunuz gibi sevin, sarılın.. Sevgiler.