Boyutları sınırları aşan, sosyolojik bir problem haline gelen, bireylere, ailelere ve toplumlara zarar veren bir sorunun tam ortasındayız. Sindirdik, kabullendik ve özümsedik üstelik.

Tamamlayamadıklarımızı, ‘tam anlayamadık’

Bunu çürüten karşı çıkan pek çok görüşün ve sesin yükseldiğini duyacağız, göreceğiz.

Yaşadığımız çağda teknolojinin velinimetlerini oldukça rahat kullananlara bu sözüm.

Burada da özgür değilsiniz, değiliz.

Dijital dünya içinde tam anlamıyla özgürlüğümüzü elimize aldığımızı düşünüyoruz. Böyle bir şey yok dostlarım, bu bilgiyi yayalım lütfen.

‘Özgürlük’ kelimesi bu çağda sömürü altında. İnsanların değil araçların rolü başarılı. Burada bir terslik var. Üstelik bir an durmuyor, düşünmüyor insan.. Bir an ben ne yapıyorum demeden ilerliyor. Araçların yetmezmiş gibi bize haz veren her şeyin kölesiyiz şimdi. Araçlar kullanıyor insanları, insanlar araçları değil. Araçların hâkim olduğu bir bilinç üzerinden güç elde etme, gücü elde tutma kaygısı söz konusu. Topluluklar haline gelen kendi gücünü gösterme kaygısı güden insanlarla dolduk taştık, yorulduk.

Çok kısa bir zaman öncesinde ne güzel alışkanlıklarımız vardı. Birbirimize zarar vermeden, kimsenin hayatına müdahale etmeden, kendi mahremimizi bu kadar yaymadan sakin bir düzen içindeydik. Y kuşağı ve X kuşağı özlüyor o günleri.

Eskiden müzik dinlerken, kitap- gazete- dergi okurken, oyun oynarken, film ve televizyon izlerken farklı araçlara ihtiyaç duyardık. Şimdilerde hepsini tek bir araç üzerinden gerçekleştiriyoruz. Pratik olduğu fikrine hepimiz katılıyor olabiliriz fakat alışık olduğumuz bir düzenden uzaklaşırken aynı zamanda sanal âlemin de kölesi oluverdik.

Bunu okurken hepimizin aklında canlandı analog ama o kendine özgün geçen zamanlar.. Birlikte geçen kaliteli zamanlar..

Dijital medya gücünü ele aldı gibi görünüyor olabilir. Bunun boyutları ve arka planı göründüğü gibi değil. Sadece çocuklar değil, gençler ve olgun yaştaki insanlar da kötü bir etkinin içinde.

Güzel amaçlarla kullanmak, farklı bilgileri araştırıp hâkim olmak, dünyayı tanımak, evrene ait tüm bilgileri tek bir araçtan elde etmek elbette pratikte güzel fakat yeni bir kimlik oluşturmak doğru bir kullanım şekli değil. Yeni toplum pratiklerini oluşturan iletişim/bilgi çağında her birimiz teknolojinin kişiselleştirilmiş mesajlarının birer hedefi altındayız. Bu sebeple de özgür zannettiğimiz her yerde asla özgür değiliz. Herkese yönelik, dijital medya okuryazarlığı bilinci oluşturulması şart. Çocukların ilerleyen zamanlarda teknolojiyi doğru kullanması için bu konuda bilinçli aileler olmak şart.

Ne yazık ki kendi gücünü ispat edememiş, bilinçli olmayan, tekil kalmış insanlar sosyal medya üzerinden kurduğu uygarlıkta kendini özgürleşmiş zannediyor. Bu çocuklara zarar verecek potansiyeli çoktan geçti. Gözümüz, kulağımız olan bu araçlar onu doğru şekilde kullanmayan, sömürülen pek çok karakterin köleliğini kutluyor.

Bu düzen içinde bilinçli olmak şart. Özgür değiliz. Kimse değil.. Sonsuz bir kutunun içindeyiz evet ama  her istediğimizi söyleme hakkına sahip değiliz. Kimseyi kırma hakkına sahip değiliz.

Tam tersi yönlendiriliyor, izleniyor ve test ediliyor olabilir miyiz.. Odaklanmamız gereken şey bu.

Kendimizi, ailemizi ve çevremizi bilinçlendirelim. Çünkü burada aklımıza gelen tek bir şey var, Alman yazar Goethe yine çok iyi özetlemiş;  “En iyi köleler kendilerini özgür zanneden kişilerdir”