-Asmayalım da besleyelim mi?
- Bir sağdan, bir soldan kesinlikle ayrım yok
Bu sözleriyle kendini ve yaptığı darbeyi savunmuştu Kenan Evren.
12 Eylül’de vazifesini tamamladığında ABD Büyükelçiliği’nden ‘Bizim çocuklar işi başardı’ diye mesaj çekilmişti ABD’ye.
Ülkenin her yanı kan gölüne dönmüş yüzlerce, binlerce genç birbirini vurup öldürürken seyretmişti cuntacılar.
Bunun sebebini ise ‘şartların oluşmasını bekledik’ diye özetlemişti.
Yani binlerce gencin ölmesi için zemin hazırladıklarını ve kaos ortamının her geçen gün büyümesini arzuladıklarını itiraf etmişlerdi.
Darbenin ardından yaklaşık 50 kişi idam edildi.
İdam edilenlerin hepsi hayatlarının baharında ideallerinin peşinde olan ülke sevdalısı gençlerdi.
Öyle ki bunlardan bazıları henüz 18 yaşını bile doldurmamıştı.
Mesela Cevdet Karakaş 17 yaşında darbeciler tarafından ipe götürülmüştü.
12 Eylül idaresi tarafından idam edilen Cevdet Karakaş, henüz 17 yaşındaydı.
Cuntacılar, tıpkı Erdal Eren’e yaptıkları gibi Cevdet Karakaş’ında yaşını büyüterek idam sehpasına çıkardılar.
Yaşı 18’in altında olan Karakaş’ı ayrıca o dönem hiçbir avukat savunmadı ve kendi savunmasını kendisi yaptı.
Dünya görüşü Cevdet Karakaş ile ters olan bazı avukatlar yıllar sonra medya karşısına çıkıp “Cevdet Karakaş’ın duruşmasına sırtına cübbe giyen birisi çıksa tahliye olurdu” yorumunda bulundu.
Muhsin Yazıcıoğlu, “Ülkeyi paylaşamayanlar hücreleri paylaştılar” diye durumu özetlemişti.
12 Eylül hem Ülkücüler, hem solcular üzerinde derin tahribat ve yaralar açtı.
Ülkeye verdiği tahribatın etkileri bugün dahi hissedilmekte.
O kadar acı, ızdırap, gözyaşı ve kan sonucunda ortaya çıkan edebi eserler, filmler, kitap ve romanlar bunun kanıtıdır.
O kadar gencin ahını üzerinde barındıran diktatör uzun ve ızdıraplı bir hastalık döneminin ardından hayata veda etti.
Zaten onunla bu dünyada hesaplaşılamazdı.
Şimdi o hesap huzuru mahşere kaldı...