CUMHURBAŞKANIMIZ Sayın Recep Tayyip Erdoğan konuşmalarında sık sık bu cümleyi kullanır.
Hatta kendisinin siyasi yasak aldığı dönemde ‘bu şarkı burada bitmez’ adlı bir kitabı ve bir de şiir albümü yayınlanmıştır.
Zor dönemeçlerde kendisi kürsüye çıktığında ‘bu şarkı burada bitmez!’ diye konuşmalar yapardı.
Önceki akşam 15 Temmuz anma etkinliklerinde birçok şiir okundu, şarkı ve türküler seslendirildi.
Hepsinin de içeriğinde Türk Milleti’ne atıf yapan, şanlı mazi ve tarihimizi hatırlatan cümleler, dizeler işittim.
Gurur duydum, hüzünlendim, ümitlendim…
Büyük sanatçı Musa Eroğlu bir söyleşisinde:
Marifet aslında bende değil. Ben sadece binlerce yıllık derin birikimi, hazineyi işliyor ve ortaya çıkarıyorum. O yüzden bu kadar dinleniyor ve rağbet görüyorum” diyor.
Yine devamında şunları söylüyor:
Başka bir yere gitmene gerek yok. Sen Türk’sün istediğin kadar inkar et. Seni başkaları hep öyle tanıyor, öyle seslendiriyor, öyle çağırıyor. Utanılacak bir şeyin yok. Tam tersi geçmişin çok büyük birikimlerle dolu ama sen farkında değilsin!”
Büyük usta bunu yeni yetişen genç yetenekler, sözde sanatçılar için söylüyor.
Lakin elbette hepimizin payına düşen şeyler var orada.
***
Kıymetli insanlar bilindiği gibi olağanüstü hal ve şartlarda, her millet kendi karakterini ortaya koyar ve yansıtır.
Bir memlekette yaşanan doğal afetlerde, savaşlarda, ekonomik buhranlarda milletler kendi karakterlerini sergilerler.
İşte 15 Temmuz hain kalkışmasında da meydanlara inenler, milletimizin karakterini yansıtmışlardır.
Dikkatinizi çekti mi?
Neden sokaklara inenler, darbecilerin üzerine koşarken Bozkurt işaretleri yaptılar?
Neden darbeyi bertaraf ettikten sonra, meydanlarda kırk gün, kırk gece ‘Çırpınırdın Karadeniz’ marşları söylendi?
Peki, neden meydanlarda gümbür gümbür Abdurrahim Karakoç şiirleri okundu?
Çünkü bunların hepsinin içinde milletimizin karakterini,  şanlı mazisini ve hissiyatını yansıtan numuneler mevcuttu.
Zor şartlarda ayağa kalkıp doğrulmak için yüreklere heyecan, yarınlara umut aşılıyordu.
***
Demem o ki Musa Eroğlu’nun dediği gibi geçmişimizden, şanlı tarihimizden, kaçacak saklanacak hiçbir şeyimiz yok.
Tam tersi biz bu coğrafyada milli kimliğimizi muhafaza ettikçe, korudukça, o bilinçle yaşadıkça varız ve var olacağız.
Bu hain kalkışma öncesinde Türk Milleti’nin kimliğini yok saydılar.
Türk Milleti’nin marşlarına, türkülerine, destanlarına ambargo koyan, sansür uygulayanlar oldu.
Lakin 15 Temmuz darboğazında biz yine o türkü ve marşlarla darbecilerin ve düşmanların üzerine yürüdük.
Yani ‘bu şarkı burada bitmez’ diyerek yeni destanlar yazma niyetiyle şehadet şerbeti içenlerimiz oldu.
Şairin şu dörtlüğüyle yazımızı noktalayalım:
Üç laf etsem Türküm derim, üçünde,
Sana cevabım var bana niçin de,
Yetmiş iki buçuk millet içinde,
İşte budur gerçek farkımız bizim

Haydi selametle…