Geçmişimizde bıraktığımız bazı insanlar öylesine içimize işlemiştir ki ne tür bir çaba gösterirsek gösterelim unutmak zordur onları. Ama bu özlemi dillendirmek de zordur maalesef. Nedeni şu ki; ya sevdiklerimiz iyi hatırlamıyordur o kişileri ya da biz. Ya yaşadığımız ortam müsait değildir geçmişimizdeki kişileri konuşmak için ya da cesaretimiz yoktur. Sosyal paylaşım siteleri var ya hani okuma yazma bilmeyen küçük çocuklar için bile açıyor anneleri babaları artık, işte o sitelerden takip edersin sonra geçmişinde bıraktığın arkadaşın, eski sevgilin, aranın iyi olmadığı akrabalarını. Fotoğraflarına bakarsın gizliden gizliden, neler paylaşmış onları incelersin. Ama arkadaşlık istediği gönderemezsin!
Geçmişimizde bıraktığımız iyi bir arkadaşımız profilimize bakarken neler mi söyler? Ben birkaç tane örnek verebilirim. “Canım arkadaşım birbirimizi yanlış anladık ve aramız bozuldu ama seni çok özledim. İlk adımı ben atamıyorum, keşke sen bana karşı bir adım atsan da yine eskisi gibi vakit geçirsek, yine dertleşsek.” Veya “Evlenmişsin çocuğun bile olmuş ama ben senin ne düğününe gelebildim ne de diğer özel günlerine. Sen de benimkilere gelemedin. Oysa yanımda olmanı o kadar çok isterdim ki.”
Geçmişimizde bıraktığımız kötü kalpli ya da bizden aslında hiç haz etmemiş olan arkadaşlarımız mı neler söyler? Hemen doğaçlama olarak yazıyorum. “Şuna bak sen! Kendini hâlâ güzel zannediyor, şu fotoğraflara bak boya küpüne düşmüş sanki. Takmış koluna da sevgilisini sanki o oğlan onu alacak.” Bir başkası da şöyle söyleyebilir; “İşini gücünü bulmuş havasından geçilmez artık. Yazmış hemen de nerede çalıştığını. Sanki eski sümüklü halini bilmiyorum ben onun!”
Ya geçmişimizde bıraktığımız iyi kalpli sevgilimiz ne der? Ben bunu hiç yorumlamadan diyorum ki bizim için çok iyi olsa zaten geçmişimizde bırakmazdık onun için ne derse desin o kişi. Kötü kalpli olanın de neler dediği malum zaten, onun kendi kendine söyleyecekleri hiç bitmez. Menfaatçidir, yalancıdır, aldatandır, oyalayandır o kişi de. En önemli kişilere geldik şimdi de geçmişimizde bıraktığımız, aramızın bozuk olduğu akrabalar… Bence onlar çok tehlikelidir ve sanal ortamda en çok da didik didik araştırıldığımız kişiler onlardır. Sürekli açıklarımızı ararlar ve dedikodu yapanlar da en fazla onlardır.
Ve yazımın sonuna gelirken diyorum ki; sosyal paylaşım sitelerinde fazla da kendimizi deşifre etmenin anlamı yok; dostumuzda var düşmanımızda… O yüzden paylaştıklarımıza, konuşmalarımıza dikkat etmek ve mümkünse gizli tutmakta fayda var. Bu telkini kendime de yapıyorum tabi ki…