Sevgili okurlar, aslında bu haftaki yazımda Sorgun Belediyespor’un ikinci yarı maçlarına şöyle genel bir bakış yapıp, bana göre şampiyonluktaki şansının ne olduğunu değerlendirmek istemiştim. Ancak, Belek kampı dönüşünde ve devre arasında takım içerisinde yaşanan olaylar daha ön plana çıkınca, öncelikle bu konulara değinmek istedim.
Ardı ardına 3 yıldır deplasmanlı bir ligde oynamak, hiçbir geliri olmayan takımlar için gerçekten çok zor. Her deplasmanda  4-5 bin lira civarında bir masrafınız oluyor. Bölgesel Amatör Lig, bu statü ile giderse, eminim ki, birkaç yıl sonra iflas eder, çöker. Kendilerinin çok şey bildiğini sanan, hiçbir alt yapısını oluşturmadan ve oturduğu yerden böyle bir ligi hayata geçiren Futbol Federasyonu yetkilileri de yaptıkları hatayı anlarlar ama, iş işten geçmiş olur.
Bölgesel Amatör Lig uygulaması, görünüş olarak ülke futboluna çok yararlı olabilecek bir lig. Ancak, şu an bu ligde uygulanan ekonomik ve diğer kurallar tam bir fiyasko.
Bir futbol federasyonu düşünün ki, hem size ekonomik olarak doğru dürüst bir yardımda bulunmayacak, hem sizi 500-600 km lik deplasmanlara gönderecek, hem de ‘’6 sarı kart gördün, ver bakalım şu kadar lira, kırmızı kart gördün ver bakalım bu kadar lira’’ diyecek. Sizleri, daha doğrusu bu kuralları koyanları anlamak mümkün değil. Birde buna tüm bu zorluklar altında bu lige renk katmaya çalışan bu spor kulüplerinin yöneticilerine, sezon öncesi kendisini futbolcu sanan ve ligin başlamasını takip eden 2-3 haftanın ardından, parasını aldıktan sonra kaçan, utanmaz, arlanmaz birkaç sahtekara verdiği paraları tahsil etme olanağı sağlamamışsanız, vay bu takımların haline. Bu şartlar altında sizlerin de bu ligi sağlıklı bir şekilde götürmeniz mümkün değildir.
Futbol Federasyonumuzun çok sayın yetkilileri sizler,  bu liglerdeki takımların her birini, milyonları olan finansörlerin desteklediğini mi sanıyorsunuz? BAL’da mücadele eden bir çok takım, sağdan soldan borç paralar toplayarak mücadelesini sürdürmeye çalışıyor, bunları biliyor musunuz?
Daha önceki yazılarımda belirttiğim gibi, bu ligde mücadele eden takımların bir çoğunu belediyeler destekliyordu. Son çıkan Büyük Şehir Belediye Yasası ile Sorgun gibi bir çok yerin devletten aldığı paylar yarı yarıya azaldı. Böyle olunca belediyelerin de böyle işlere ayırdığı paralar önemli ölçüde düştü.
Geçtiğimiz yıllarda, hiçbir para sıkıntısı çekmeyen Sorgun Belediyespor’un yöneticileri, şimdi deplasmanlarda konaklayacakları otel paralarını nasıl ödeyeceklerini düşünüyorlar.
Şimdi, kimileri çıkıp diyecekler. ‘’Otel parasını Futbol Federasyonu ödüyor’’ diye. Doğru ödüyor. Sadece bin lira. Sanki 25-30 liraya otel var da kulüpler oralarda konaklamıyor.
Bir de 200 kilometreyi geçerse km başına 1,5 lira. Onu da siz gidip geldikten 4-5 hafta sonra ödüyorlar.
Bazı taraftarlar, Federasyonun kulüplere destek olduğunu savunuyorlar. Şimdi sizlere burada küçük bir hesap yapacağım.
Bir kere federasyon BAL takımlarına 25 er bin lira giriş parası veriyor. Bunun da 15 bin lirasını sigorta bedeli olarak geri alıyor. Sorgun Belediyespor’un lisans ücretleri, cezalar ve bunun gibi giderler için federasyona ödediği para 42 bin lira. Buna karşılık Sorgun Belediyespor’un 200 km yi geçen deplasmanı gidiş dönüş toplam 8 bin 500 km civarında. Buradan geliri 13 bin lira tutar. 10 bin lirada otel ücreti, etti 23 bin lira. 10 bin lirada sezon başında aldınız 33 bin lira. Federasyona ödediğiniz 42 bin, aldığınız para 33 bin. Bundan sonraki maçlarda göreceğiniz sarı ve kırmızı kartların cezaları da bu hesaba dahil değil. Bu mu federasyonun sağladığı büyük katkı.
Yani sevgili okurlar, durum çok vahim!!!

TEKNİK KADRO HEMEN İSTİFA ETMELİ

Aslında ben bu yazımı Geredespor maçı öncesinde yazmıştım ve o maç öncesi hala şampiyonluk ümitlerimiz devam ediyordu.
Gerede de alınan 5-1 lik ağır yenilginin ve oynanan kişiliksiz, adi futbolun ardından şampiyonluktan bahsetmek rakiplerimize karşı ayıpların en büyüğüdür.
Bu yenilgi ‘Ben geliyorum’ diye diye geldi. Gerek oyuncular ile teknik heyet arasındaki sorunlar, gerek futbolcular arasındaki gruplaşmalar ve gerekse parasızlık, bu yenilginin ve bundan sonraki yaşayacağımız yenilgilerin habercisidir.
Görülüyor ki, bu takım deplasmanda maç kazanamıyor. Bundan böyle emin olun, kendi evinde de kazanamayacaktır. Çünkü, ne takım içindeki sorunlar halledildi, ne transfer yapıldı, ne de kangren olan yaraya neşter vuruldu. Lige verilen devre arası bitti, ikinci yarı başladı. Grubumuzdaki takımların bir çoğu istediği oyuncuları aldı. Biz ise bırakın transferi, bir çok oyuncumuzu göndermek zorunda kaldık. Transfer henüz bitmiş değil, değil de bizim şampiyonlum ümitlerimiz bitti. Para alamadığını ifade eden bazı futbolcuların alacakları paranın miktarı da 1000 ila 1500 lira arasındaymış. Şimdi o futbolculara soruyorum?
Siz bu kadarcık para için mi kocaman bir ilçenin gururuyla oynadınız. Bu kadar kişiliksiz bir futbol ortaya koydunuz ve böyle ağır bir yenilgi aldınız. Bu güne kadar sizin aldığınız paraların yarısını bile almayan oyuncular, sahaya çıkıp onurları, gururları için mücadele ediyorlar. Ya siz!!! Peki size böyle futbol oynatan o teknik heyete ne demeli?
Bence bu kadar ağır bir yenilginin ardından ve bu güne kadar deplasmanlarda oynanan o kötü futbolun ardından, teknik kadronun hiç zaman geçirmeden istifasını vermesi lazım.
Şimdi, taraftarlar faacebook ta bir çok mesajlar atıp, hocayı ve teknik kadroyu istemediklerini belirtmişler. Bütün bunlar dikkate alınarak teknik kadro görevi bırakmalı ve istenmeden gelişebilicek olayların önüne geçmeli.