Bugün sinirlerinizi aldırdığınız, kimselere hak ettiğinden fazlasını vermediğiniz, aklınızı tıkır tıkır işlettiğiniz, kandırılmadığınız, kızdırılmadığınız, kazıklanmadığınız, iyiden ve güzelden yana bol bol şaşırtıldığınız, hiçbir çirkinlik görmediğiniz, ilgisiz, sevgisiz, saygısız bırakılmadığınız, kafanıza göre takıldığınız, özlediğiniz kadar şımartıldığınız, medyadan uzak, sahtecilikten uzak, samimiyetsizlikten uzak, kendinize "artı bir" kattığınız, korkularınızı yendiğiniz, cesaretlerinizi sevindirdiğiniz, üşümediğiniz, gülümseyebildiğiniz, ummadığınız pek çok şeye tahammül edebildiğiniz, kârlı çıktığınız, onurunuzun, gururunuzun ve kalbinizin incitilmediği, boş verilmediğiniz ve ayak tırnaklarınızın ucuna kadar yaşadığınızı hissettiğiniz bir gün olsun...:
" Yalnızlık yaşamda bir an / hep yeniden başlayan... /
Dışından anlaşılmaz. / Ya da kocaman bir yalan /
kovdukça kovalayan... / Paylaşılmaz. /
     Bir düşün de beni sana ayıran / yalnızlık paylaşılmaz. / Paylaşılırsa yalnızlık olmaz..." demiş
    Değerli Şairimiz Özdemir Asaf.
    Bugün sizlere bu kadar anlamlı ve güzel bir şiirle seslenelim istedik. Dileriz hiçbir zaman yalnız kalmazsınız, unutulmanın acısını tatmazsınız, olur ya bir gün yine de yalnız kalırsanız biliniz ki, seçiminizi yapmış ve paylaşmadığınız için yalnız kalmışsınız... Duygularınızın, düşüncelerinizin ve gülümseyişlerinizin hep kalabalık hep paylaşımcı hem girişken olması dileklerimizle, mutlu haftasonları... Smile
    Kulağımın içi kaşınıyor.... Felaket.....
    Önce azar azar başlıyor
    kaşıntı,geceleri... Sonra artıyor.
    Kaşımak da bir zor ki kulağın içini... Bir türlü geçmiyor.
     'Ne yapsam acaba?' diyorum.
    Günler geçtikçe daha da artıyor...... Doktora gitmeye karar
    veriyorum.....arkadaş (dost)larıma soruyorum...
    'Tanıdığınız iyi bir kulak burun boğazcı var mı?' diye. 'N'oldu ki?'
    diye soruyor arkadaş (dost)larım.
    'Kaşınıyor kulağım' diyorum. 'Uyuyamıyorum geceleri, kulak
    kaşınmasından!'>
    Bir doktorun adını söylüyor bir tanesi....
    'Çok iyi doktordur' diyor.
    'Kimsenin çözemediğini çözer, iyileştiremediğini iyileştirir.'
    Gidiyorum doktora.
    Gözlüklü, şirin bir amca...
    Elinde bir büyüteç, kulağıma bakıyor....
    Şaşırıyorum önce. 'İçinde kaşıntı var' diyorum.
    'Öyle büyüteçle ne anlayacaksınız ki?'..........
    'Yok' diyor, 'benn çooktan anladım ne olduğunu da, şimdi daha iyi görmek için bakıyorum.'.........
    'Nedir?' diyorum doktora.
    'Eski sözler kaçmış kulağınıza' diyor....
    'Nasıl yani?' diyorum...... 'Kimin sözleri?'.....
    'Bakacağız' diyor....
    Sonra bir alet çantasından kocaman, ucu ince, cımbıza bennzer bir alet çıkarıyor...
    'Yan durun. Kıpırdamayın' diyor bana.... Biraz irkiliyorum.
    'Eski sözler' diyorum, 'Ha?'................. Cımbızın ucu kulağıma giriyor, canımı acıtmıyor nedense....
    'Bir erkek sesi bu' diyor.... Sanki bir uğultu duyuyorum.
    Cımbızı çıkarıyor kulağımdan.
    'Yalan kaçmış kulağınıza!' diyor.... doktor.
    Yalana bakıyorum.
    Küçücük bir şey (Bilinmeyen) gibi gözüküyor.
    'Vay be!................
    Günlerdir kulağımı kaşındıran bu muymuş?
    Hangi yalan peki?' diyorum.
    'Durun, bekleyin' diyor doktor. 'Dikkatli olmamız lazım. Tekrar kulağınıza kaçabilir.
    Önce şu deney tüpünün içine koyalım.
     Sonra serbest bırakırız.'
    Yalanı tüpün içine koyuyor.... Kapağını da kapıyor tüpün.... Serbest kalıyor yalan.
    'Seni seviyorum'
    diye cılız bir ses geliyor tüpün içinden......
    'Yalanmış ha?' diyorum. Kulağım bile anlamış, kalbim hala anlamıyor.... İclal Aydın