Hani nerde o eski bayramlar, diyenler okadar çok ki etrafımda.
    Ailem, dostlarım, arkadaşlarım, çalışma arkadaşlarım, hemen hemen herkes. Belki siz de,yaklaşan bayramların arifesinde 'nerde o eski bayramlar'diyorsunuz? Ama ben yine söylüyorum bayramları bayram yapan yine bizleriz... Heyecanını kaybeden, bayramı tatil nimetinden sayan bizler...   
    Bu yüzden, kaçıp giden yıllardaki yaşanmışlıklara, artık geri getirilemeyecek, bir kez daha yaşanamayacak olanlara duyulan, ama bastırılan özlemleri yansıtan bu eski bayram söylemleri beni sıkıyor. Bizler biraz çaba sarf etsek herşey yine eskisi gibi olacak diyorum ama nerde???
Bayram, bayramlar beni hep çocukluk yıllarıma götürmüştür.Nedeni nedir, nedendir bilmem ama ne zaman bayram yazısı yazmak için bilgisayarın karşısına geçsem. Hepsabahın ilk ışıklarıyla annemin sesi ile uyandığım bayram sabahları gelir aklıma...
    Uyanır uyanmaz bayramda giyeceğim kıyafetimi, ayakkabımı kontrol ettiğim o heyecanlı dakikalar canlanır gözümde...
    Daha önceden alınan fakat bayram sabahına kadar saklanan bayram kıyafetlerinin o triko kokusu hala burnumun direğini sızlatır.
    Herde şimdi ki gibi cicili bicili kıyafetler, çeşit çeşit ayakkabılar. Hele de akraba çocuklarıyla yaşıtsan bittin, renk renk aynı tip kıyafetlerle pişti olursun.
    Hele de aynı renk alınmışsa kıyafetin tamamen fiyaskodur. İlk karşılaşman sinir bozucu olsa da ilerleyen saatlerde bu renk cümbüşü ile harmanlanıp, muhabbet konusu bile yaparsın kıyafetlerini...
    Çocukça yüreğinle bayram heyecanını yaşarsın işte, kıyafetleri görmesin bile...
    Annemle ilk muhabbetimiz bu yönde olurdu, ben kıyafetimi giymek için ısrar ettikçe, annem kahvaltı sonrasında giymem için baskı yapardı.
    Ama çocuk ve bayram bir arada olunca hep ben galip gelirdim. Kahvaltıdan önce giyerdim, bayramlıklarımı...
    Şimdi öylemi ne annem kaldırıyor sabahın ilk ışıklarında, ne de ben bayramlık kıyafetderdindeyim... Yazık!
    Birde anneannem belirir gözümde, her bayram arifesi... Rahmetli bayram için özel sakladığı yeleği ve elbisesini giymeden, heyecanla son hazırlıklarını yapardı. Gelecek evlatlarına sıkıca sarılmak için tüm hazırlıklarını erkenden bitirirdi.
    Öyle güzel bir huzur verirdi ki, anneannemin evi keşke tüm günler bayram olsa ve herkes bir arada olsa diye geçirirdim çocuk aklımla.
    Aslında kalabalık değil derdim, anneannemin gözündeki ışıktı her daim görmek istediğim. Her kapı çaldığındaki sevinç gösterileriydi... Ne kadar özledim anlatamam o anı, heralde bir daha yaşamak için yıllarımı feda edebilirdim. Ama biliyorum ki böyle bir imkanım yok... Olsun yaşadım ya yıllarca bu güzelliği,yıllar geçsede üstünden o anları hala anımsıyorum ya,  o da bana yetiyor...
    Evet bayramlar çok uzun zamandır hüzünlerin, adresi benim için... Ne annem uyandırıyor, ne anneannem heyecanlandırıyor... Bir tek babamın heyecanını paylaşıyorum. O da her geçen gün azalıyor. Bizler 'nerde o eski bayramlar...?' diye hayıflanırken anı yaşamayı unutuyoruz... Bu yüzden babam sabırla bizleri heyecanlandırmak için çırpınırken bayramlar su gibi akıp gidiyor...    
    Ne deyim, umarım bu bayram bizlerde babamın heyecanını yaşar ve güzel bir bayram geçiririrz.
    Sevdiklerimizle, görmediklerimizle, hem de şeker tadında bir bayram.
    Ben bu vesileyle biraz eskilerden biraz yenilerden harmanladığım bayram yazımda sizlerin de bayramını en içten dileklerimle kutluyor, hepinize nice nice bayramlar diliyorum. Sağlık, mutluluk huzur ve güzellikler dolu...