Türkiye genelinde sağlık sektörüne yönelik toplam 37 bin kişilik yeni kadro açılacağını duyuran Bakan Memişoğlu, alımların Mayıs, Ağustos ve Eylül aylarında üç etapta gerçekleştirileceğini bildirdi.
Normal doğum ile ilgili kamuoyunda yürütülen tartışmalara da değinen Memişoğlu, “Biz Sağlık Bakanlığı’yız, hastalık bakanlığı değiliz. Sağlıklı olanı anlatmakla mükellefiz” ifadelerini kullandı.
37 BİN PERSONEL ALIMI YAPILACAK
Bakan Memişoğlu, sağlık alanında istihdamın artırılması amacıyla 37 bin yeni kadro tahsis edildiğini ve bu kadroların üç ayrı etapta ilana çıkarılacağını açıkladı.
İlk etapta 19 bin personel alımı Mayıs ayında yapılacak.
Kalan 18 bin kişilik alım ise Ağustos ve Eylül aylarında gerçekleştirilecek.
Atamaların duyurulması için hazırlanan kılavuzun önümüzdeki hafta kamuoyuyla paylaşılacağı belirtildi.
Bakan Memişoğlu, alınacak personelin meslek dağılımına ilişkin de bilgi vererek, “Diyetisyen, hemşire ve çeşitli sağlık meslek gruplarına yönelik alımlar olacak. İnşaatı süren yeni hastanelerimiz için de kadro planlamaları yapıldı. Bu hastaneler tamamlandığında ikinci etapta oralara da atama yapılacak” dedi.
“DOĞAL OLAN NORMAL DOĞUMDUR”
Programda normal doğum tartışmalarına da değinen Memişoğlu, kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi gerektiğini vurgulayarak, “Doğum bir mucizedir. Bebeğin karında büyümesi, zamanı geldiğinde doğal yollarla doğması fizyolojik yani normal olandır. Tıbbi gereklilik olduğunda elbette sezaryen yapılır. Ancak sezaryenin tıbbi zorunluluk dışında yaygınlaşması sağlık açısından risklidir,” dedi.
Memişoğlu, Türkiye’de sezaryen oranlarının dünya ortalamasının üzerinde olduğunu belirterek şu bilgileri paylaştı:
Dünya genelinde sezaryen oranı ortalama yüzde 15.
Türkiye’de ise bu oran yüzde 61 düzeyinde.
Devlet hastanelerinde sezaryen oranı yüzde 30 civarında seyrederken, özel hastanelerde oran daha yüksek.
Bakan, “Kimsenin özel hayatına müdahale etmiyoruz. Ancak sağlık açısından doğruları anlatmakla yükümlüyüz. Annenin süt yapma hormonu, mutluluk hormonları ve bebeğin akciğer gelişimi açısından normal doğum daha sağlıklı bir yöntemdir” şeklinde konuştu.
"BEN DE SEZARYENLE DOĞDUM"
Kendi doğumuyla ilgili kişisel bir örnek de paylaşan Bakan Memişoğlu, “Ben 1966 yılında sezaryenle dünyaya geldim. Annemde kanama vardı, annemin mi yoksa bebeğin mi yaşayacağı net değildi. Böyle durumlarda tıbbi endikasyonla sezaryen gereklidir. Ancak bu yöntem, olağan doğumun yerini almamalıdır” dedi.
DEPREM BÖLGESİNE YÖNELİK SAĞLIK YATIRIMLARI
Programda deprem bölgelerindeki sağlık altyapısına ilişkin değerlendirmelerde de bulunan Bakan Memişoğlu, özellikle 6 Şubat depremlerinin ardından sağlık yatırımlarının artırıldığını belirtti.
“Deprem bölgesindeki hastane sayımız, deprem öncesine göre şu anda daha fazla. Ancak 52 bin vatandaşımızı kaybettik. İstanbul özelinde konuşursak, muhtemel büyük depreme karşı hem zihinsel hem de fiziksel hazırlık içinde olmamız gerekiyor” ifadelerini kullandı.
BAKANLIK POLİTİKASI: ÖNLEYİCİ SAĞLIK HİZMETLERİ ÖNE ÇIKIYOR
Bakan Memişoğlu, açıklamalarında Sağlık Bakanlığı’nın yalnızca hastalıklarla mücadele eden bir kurum olmadığını, aynı zamanda vatandaşları sağlıklı yaşam konusunda bilinçlendirmekle görevli olduklarını vurguladı. “Sigaranın sağlığa zararlı olduğunu söylüyoruz diye sigara içenlerin hayatına müdahale ediyor değiliz. Aynı durum doğum politikaları için de geçerlidir” diyerek, halk sağlığını önceleyen bakanlık vizyonuna işaret etti.
