Yarışma, televizyon yetkilileri tarafından yurt dışında reytingi yüksek bir kanala satılmıştı telifi alınarak. Artık uluslararası oldu “Yozgat’ta Survivor” yarışması.
Geriye dört yarışma kaldı.
Yarışma için hazırlanan koyunlar, Çoban Ali tarafından ırmakta yıkanıp kurutulduktan sonra yarışmacıların huzuruna getirildi. Yeni bilenmiş gırhlıhlar yarışmacıların eline tutuşturuldu.
Muhtar Salif yarışmacıların yanına gelerek;
“Neyidiniz, ne oldunuz. Dörde düşdü sayınız. Böon bi gişi daha gidici… Neyise, şurda elli goyun var. Yimbeş yimbeş ayırdıh. Bi saatece kim daha çoh gırharsa yarışmayı o gazanır. Bundan sona bizim reyimiz meyimiz yoh. Elenen SEMESE’yinen elenecek. Le dağal mi la televizoncu? Gazanacahların azzığı: Mantı, tenekede gızardılmış tavıh, hiyar cacığı, datlı olarak da sini! Ayrıyeten Sarı Veli sizi moturunan Sorhun’a, sıcahdama gotürecek. Orda iyce bi çimin de betiniz benziniz açılsın emi!” deyip düdük sesiyle yarışmayı başlattı. Artık köylülerin oyunun bir hükmü de yoktu. Bundan sonra elektronik oylama başlamıştı televizyon kanalıyla yapılan anlaşma gereği.
... 
Gırhlığınan goyun gırhma yarışı:
Badah Adem, Bosdan Guzeli Neriman’ın getirdiği koyunları yere yatırıp onun yardımıyla kırkmaya çalışıyor, aynı taktiği Topçu Abidin ve Manken Ayşe ikilisi de yapıyordu.
Memiş, aldığı cezadan dolayı, harmana yakın bir evin damında izliyordu yarışmayı. İçi gidiyor, elini kaldırıp dua ediyordu Bosdan Guzeli Neriman için.
“Ula savah savah iş gormeyin. Gannının üsdüne yatırıp gırhın!” diye öfkelendi Haceli yarışmacılara.
“Bırah emmi la! Norürlerse gorsünler. Şunun şurasında gaç gun duracahlar. Yarin ötöon gidecekler!” dedi ve devam etti Bekçi Ehsan; “Bizim Memiş  Bosdan Guzeli’ne dutulmuş.”
“He, duydum. Mıhdar da bek okelenmiş.”
“Niye okeleniyo ki emmi?”
“Sen Memiş’i bilmiyon mu?”
“Biliyom bilmesine de...” deyip Bekçi Ehsan daha lafını bitirmeden Haceli;
“Babası da onun gibi namıssızın tekiydi. Onnar bi şiye tebelleş oluncu töbe bırahmazlar. 
Goğcu guvalah 
Bohdan tuvallah 
diyin az oynatmadılar onnarı!”
“Bırahmasın emmi, gız da bek zollu ha!”
“Olmıyacah duva bu Ehsan! Töremiz ayrı âdetimiz ayrı.”
“İpdil ben yahaladım Memiş’i. Halis’inen çatmaları kişifliyolarıdı. Beni gorüncü yalvarıp yahardılar, biz etdik sen itme diyin de ben gine Mıhdar’a gotürdüm onnarı.”
“Mıhdar ne didiyse dinnemiyomuş Memiş le mi?”
“He valla, cüriden de çıhardı onu. Rey neyim de viremiyo gayli.”
Haceli, gevrek gevrek gülerek;
“Ossuruhlu got töbe dutar mı Ehsan?”
“Dutmaz emmi!”
“O vahıt biz heç garışmıyah! Gız şeherli, töbe buralarda yapamaz. Annıyacân, donsuzun gozünün onunden bi top bez gelir, geçer.”
...
Yarışma olanca hızıyla devam ediyordu.
“Ha babam ha! Yiyecâniz ekmâ gozünüzün onüne getirin de ona gore gırhlıh çalın.” diye gayrete getiriyordu Muhtar yarışmacıları. 
Bosdan Guzeli Neriman’ın üzerine pisledi koyunun biri. 
“Koyun Neriman’ın üsdüne südükledi. Şindi norecik Mıhdar?” diye uyardı köylülerden biri Muhtar’ı.
“Varsın südüklesin! Gotune bez mi bağlıyacıh hayvanın. Her ne olursa ossun yarış devam idecek.”
“Gız kohudan çalışamıyo ki?”
“Ee, ana gucâ dağal bura. Bura yörüdüm yörütme yiri de dağal! Adamın anısını bızaladırlar koy yirinde.” 
“O zaman bohluh neyim de çığnıyamazlaz bunnar!”
Kan ter içinde kaldı yazın sıcağında yarışmacılar. Sonunda Muhtar’ın düdüğü yetişti imdatlarına. Kaybeden ünlülerdi. Gönüllüler, yarışmayı kazanmanın sevinciyle birbirine sarılınca, Muhtar’ın bağırmasıyla hemen ayrıldılar.
“Ula norüyonuz siz? Töremeyin emi! Bura şeher yiri mi? Bizim töremiz nolacah! Dünya âleme irezil mi itmek gayleniz? Ya adam olun, ya da pılınızı pırtınızı toplayın. Aha, susa orda.”
...
Akşam, harlanan ateşin yanına Muhtar, eline aldığı SMS sonuçları yazılı kâğıtla geldi. Yarışmacılar, hararetli bir şekilde tartışıyorlardı. Kaybeden takımdan elektronik oylamayla bir kişi elenecekti.
“Kesin vanıldamayı uşah!” diye bağırdı Muhtar. Herkes sustuktan sonra;
“Badah Adem, Bosdan Guzeli Neriman! Böon guç bela gazandınız. Gırışmah, yüzünüzün gulmesi hakgınız helbet. Terin suyun içinde galdın la Badah! Altına sıçacâdın nirdeyse. Devrildi devrilecek diyin gorhduh, emme iyisin maşallah. Neriman, üsdüne koyun südükledi diyin evel burun gıvırdın ya sona gendine gelip yarışdın. Burda bi gabahatımız yoh! Sıçma diyemek ki hayvancâza. Südükler de ötürür de! Bu da var yarışmada. Şindi gidin iy bi gannızı doyurun bahıyım. 
Ula Abidin, elendin. Halelin var. Donuyun yırtığına bahmadan boyraza garşı iy durdun şindiye gadar! Millet SEMESE’ynen reyini gullandı. Gayli gunafımız, babalımız yoh bizim. Onnar gal dirse galınacah, git dirse gidilecek. İy yarışdın, emme senin de yolun buruyacaymış. Yarin Veli seni bırahsın emi!
Gız Manken Anşe, gız gavur tômu! Yarışma bitinci elenmedin diyin Gara Sülümangilin bıza gibi ne got atıp duruyodun? Bu neşâl neşe? Seni bek kelik gorüyoduh ya heç öyle dağalsin. Çekirge gibi habire hotluyon emme niriyece hotluyacân bilmiyom!”