Nadasa girdi eski bayramlar. Her bayram bir öncekini aratıyor. Dostluk mu? Onun da eli kulağında, ha bitti ha bitecek. Biraz sitemkâr bir giriş yaptım ama maalesef acı gerçekler bunlar. Büyüklerden hep “Nerde o eski bayramlar?” sözünü işitiyorum sürekli. Dedim ya nadasa bıraktık. Ekileceğini de pek sanmıyorum. 
Tadı kaçtı hayatın. Bir modernlik yarışı içine girdi insanlık. Bakır tasların, çinko bardakların yerini aldı porselen tabaklar… Eski yer sofralarının yerine aldı markalı yemek masaları… Üzerinde güğümün sürekli kaynadığı, kestane patlatılan sobaların yerini aldı kat kaloriferleri, merkezi ısıtma sistemleri. Velhasıl samimiyeti alıp götürdü gelişmişlik, çağdaşlaşmışlık… Zaten bu “mışlık”lar değil mi hayatımıza yön veren.
Şimdi o eski bayramların, eski Ramazanların tatlı nağmeleri kaldı kulaklarımda. El sıkmaların, kucaklaşmaların yerini aldı uzaktan selamlar, telefon “alo”ları. Bayram şekerlerinin yerini aldı neden yapıldığı belli olmayan günlük çikolatalar, zararlı tatlılar. Anaların binbir zahmetle hazırladıkları bayram yiyeceklerinin yerini aldı ne ortamda hazırlandığı belli olmayan baklavalar, sarmalar… Velhasıl okurlar, ortalık yangın yeri…
Tadı kaçtı hayatın. Geçim derdi aldı tüm umutları, yarınları. Selamımızı çaldı adına “para” dediğimiz cebimizi ısıtan kâğıt parçası. Hırs yaptırdı, lüks yaşama saptırdı insanlığımızı. Hâlâ göremedik bu meretin yarınımızı çaldığını. Uçurumlar oluşturdu. Zengine sefa, fakire cefa getirdi. Kendi üzerine inşa edilmiş zoraki dostluklar kurdurdu…
Bir Ramazan ayını daha geride bıraktık acısıyla tatlısıyla… Allah devamına erdirsin. Sıkıcı bir rekabetin, gelir uçurumunun yaşandığı günümüzde asgari ücretle çalışana bir ay boyunca sabır diledi kendini din âlimi sanan beyaz ekranların trilyonluk çığırtkanları. Bu mesnetsiz sözde din âlimlerine cevabımı saklı tutuyorum. 
Demem o ki sevgili okurlar, bu Ramazan geçen yıldan biraz daha renksiz geçti. Her geçen yıl daha da soluyor bu renkler. Sözümüz, arzumuz ise üç-beş satır yazıp çığırtkanlık yapmaktan öteye gitmiyor. Alamıyorum artık eskisi gibi ne Ramazan ne de bayram tadı. Alır mıyım diye soruyorum boynumu bükerek, ama çok zor. Sürer miyiz acaba nadasa bıraktığımız o eski bayramları, bilemiyorum. Bu ne belirsizlik, bu ne duyarsızlık! Benliğimiz çalınmış da haberimiz yok dostlar!
Neyse dostlar, canınızı sıkmayayım. Tüm okurlarımızın ve İslam âleminin Ramazan Bayramı mübarek olsun. Allah önce eski bayramlara sonra da gelecekteki nice bayramlara sağlıkla çıkmayı nasip eylesin!