Anadolu’da gazete çıkarmanın ve bu gazetenin sürekliliğini sağlamanın zorluğunu elli yıl bu işe gönül verenler bilir. Haber, reklâm, ilan, yazı sıkıntısı derken, hazmetme kültüründen yoksun bir dünya kişiyle uğraş uğraşabildiğin kadar. Ardı arkası kesilmeyen; “Bu nasıl haber?”, “Bu nasıl yorum?”, “Ben böyle demedim!” gibi olumsuzluklarla, yıldırma politikalarıyla olabildiğince savaş. 
Her yürekli vatan evladının yapacağı iş değildir günlük gazete yayımlamak, kaprislere katlanmak. Ufacık bir olumsuzluk, ufacık bir damara basma neredeyse tüm olumluluklarınızı bile alır götürür bu meslekte. 
“Bizim Gazete” dedim yazımın başlığına. Öyle sahiplenmişim ki, sanki ben yazıyorum bütün haberleri, sanki ben çekiyorum bütün resimleri…
Her sabah ilk işim günlük gazeteleri okumak. Sıralamayı söylememe gerek yok. Memleketten günlük esintileri aldıktan sonra ulusal gazetelere gelir sıra. Zaten ne zaman Yozgat’a yolum düşse ilk durağım olur İLERİ Gazetesi. Öyle kanıksamışım ki, sanki evimin bir odasında çıkıp başka bir odasına girer gibi olurum İLERİ’nin kapısını açarken.
Sürekli göç veren bir il olmamız, memleketimizdeki tüm sektörleri olduğu kadar gazetemizi de etkilediği kanaatindeyim. Ama yine de sosyal ve ekonomik yönden zayıflayan memleketimizde basın konusunda dimdik ayakta durabilen, kendini yenileyebilen bir gazetedir İLERİ. 
Bundan elli yıl önce çıktığı bu kutlu yolda uzun soluklu hizmet verme özelliği devam ettiren, memleketimizin gelişmesi, kalkınması adına taşın altına elini koyarak varlığını sürekli sıcak tutan İLERİ Ailesini en kalbi duygularla selamlıyorum.
“Bizim Gazete”nin 50.-100. yılları kutlaması dileğiyle;
“HİÇ DURMADAN İLERİ”