Yayın çıkarmak kolay bir iş değildir. Meşakkatli, meşakkatli olduğu kadar da zevklidir. Bu yayını bizlerle buluşturmanın zorluklarının olduğunu idrak etmekte zorlanmıyorum. Ama biliyorum ki, gazeteyi mutlaka çıkarmak gereğini kendine vazife görüp bu işe gönül veren gazetenin sahiplerinin edindiği misyon, aldığı eğitim ve sosyal çevreleri sayesinde işin üstesinden gelmeyi başarıyorlar.
İleri gazetesi, bugün, yayın hayatının 49. yılını kutluyor. Daha nice yarım asırları devirip yüzyıllarca sürecek bir yayın organı olması dileğimi her zaman yineliyorum.
Her sabah iş yerime gittiğimde yaptığım ilk iş çayımdan bir yudumu almamla birlikte bilgisayarımın tuşlarından “İLERİ GAZETESİ” yazmak oluyor. Yazmak oluyor, çünkü Yozgat havasını, Yozgat kokusunu bu şekilde alarak asli işime koyuluyorum. Her sabah bir misafirimin olmasından dolayı da gözlerimin içi gülerek okuyorum satır satır.
1967 yılında yayın hayatına başlayan ve aralıksız olarak okurlarıyla buluşan İleri gazetesinde farklı kalemlerden çıkan farkında yazılar her gün okurlarıyla buluşuyor. Bu yazılar hem akademik düzeyde hem de tüm okurların faydalanıp ileride yapacakları çeşitli yayın organlarına kaynak gösterebilecekleri şekilde oluyor. Bu nedenle İleri gazetesini son derece önemsiyor, dolayısıyla bu yayın organından kendi kitap ve dergilerim için malzeme toplama konusunda faydalanıyorum.
Gazete sahiplerini, köşe yazarlarını yakından tanımam da Yozgat’a gönül vermiş bu insanlarla ister istemez bir gönül bağı oluşturdu. Anadolu basınının yüz aklarından biri olarak gördüğüm bu yayın organının sahibi Mükremin Kayhan başta olmak üzere gazeteye yazılarıyla, haberleriyle, fotoğraflarıyla ışık tutan herkese selam ve saygılarımı iletiyorum.
Nice 50’li 100’lü… yıllara…
