Halk arasındaki söyleniş şekli genellikle uura olan kelimenin doğru yazılışı ve okunuşu “uğra”dır.
Su, un ve tuz karışımından hamur elde edilir. 
İyice yoğrulan hamurdan yumurta büyüklüğünde bezeler alınır. Bu bezeler oklavayla açılmak için senite konur. Küçücük bezenin kocaman yufkaya doğru yolculuğu sırasında yapışmasın diye üzerine ara sıra un serpilir.
İşte o yufkalar açılırken üzerine serpilen un uğradır.
Başka bir deyişle un; kullanış şekline göre uğra olu olu vemiştir gari…
Toprağa ekilen buğdaydan başağa, başaktan una, undan hamura, hamurdan bezeye, bezeden yufkaya, yufkadan sofraya, sofradan midemize doğru giden uzun ve meşakkatli bir o kadar güzel yolculuklarda uğra her zaman var olmuştur.
KUŞANE
Eskiler ne güzel isim bulmuşlar, yayvan küçük tencerenin adına kuşane deyivermişler. Her zaman olduğu gibi burada da kıvrak ve pratik zeka devreye girmiş.
Avlanan küçücük kuşların pişirilmesi bu tür mutfak gereçlerinde mi yapılıyordu?  Öyle ya, kelime kuşhane olarak ele alındığında kuş evi anlamına geliyor. Belki de kelime ta başında kuşhaneydi de sonrasında söylemesi dile daha kolay geldiği için kuşaneye mi dönüştü? Kim bilir…
*
ALTIN ATEŞLE
Dünyadan özlü sözler:
* Altın ateşle, kadın altınla, erkek kadınla imtihan edilir.(A.B.D)
* Taşı delen suyun kuvveti değil, damlaların sürekliliğidir.(BREZİLYA)
* Sis yelpazeyle dağıtılmaz.(JAPONYA)
* Biri öteki kadar zengin olunca, kardeşler birbirini severler.(UGANDA)
* Yalan dört nala gider, gerçek adım adım yürür, fakat gene de vaktinde varır. (NORVEÇ)
* Şöhret kabiliyetin gölgesidir. (İNGİLTERE)
* İnsan dışı ile karşılanır, içi ile uğurlanır. (MOĞOLİSTAN)
* Ağaç ne kadar yüksek olursa olsun, yaprakları yine de dökülür.(ÇİN)
* Bir adam en çok sevgilisini, en iyi şekilde ailesini, en uzun da annesini sever. (NORVEÇ)
*
İyi haftalar..