EĞER yerel bir araştırmacı ya da gazeteciyseniz, şehrin taşını toprağını, çalısı kuşunu külünü kültürünü çok iyi takip edip kayda değer, zamana özel notlar almalı, sizden sonra gelecek nesillere bilgiler kaydetmelisin.
Beş yıldan beri Yozgat semalarında zevkle takip ettiğim, onlar gibi özgürce uçamasam da fikirlerimi kanatlarına takarak Yozgat üzerinde birlikte raks ettiğim sığırcık kuşları altı aydan beri yok..!  
İlkbahardan beri Yozgat semalarını izliyorum. Baharın gelişiyle başlayan ve her akşamüzeri gruplar halinde şehrin üzerinde ilginç ve ani hareketlerle dans eden sığırcık kuşları sanki her akşam şehri tavaf ediyor, efsunluyor algısı uyandırırdı bende. 
Hatta bir ara; “şu Yozgatlılar sığırcık kuşları kadar bile olamıyor”..! Diyerek söylendiğim bile oluştur. 
Sığırcık kuşlarının kalabalık uçmaları ve ani hareket etmelerinin  nedeni şöyle özetleyebiliriz; Sığırcık sürülerini iyi takip ederseniz eğer  şahin, doğan gibi yırtıcı kuşların peşlerine düştüğünü görürsünüz.  Böylesine akıcı, hızlı bir sürüde hangi kuşa dalacağını bilemezler.  Guruplar halinde birlikte yol almaları, hızlı ve değişken uçmalarının bir nedeni güvenlik olabilir. Tıpkı belgesellerde izlediğimiz küçük balıkların koloni halinde dolaşarak büyük balıklara yem olmama gayreti gibi.
Biz Yozgatlılara kendilerinden ilham almamız için ders niteliğindeydi sanki. Birlikte uçmak, alıcı kuşlara yem olmamak için tıpkı sığırcık kuşları gibi bir taraftan yurdumuzu yuvamızı terk etmeden hayatta kalabilmeyi, sabit fikirlerimizi kin ve hasetliğimizi bir kenara bırakarak, hepimiz birimiz için, birimiz hepimiz olmayı anlatırgibiydiler.  
Yozgat’taki sığırcık kuşlarının akşamları tünediği yerler ayrıca düşündürürdü beni; Çapanoğlu Cami bahçesi, cami kubbesi, minare şerefesi ve vali konağının bahçesi ilginç gelirdi. Bir ALLAH’a bir devlete güveniriz der gibiydiler.
Özellikle Corona virüsün ülkemize girmesiyle birlikte bu görsel şölen birden bire  kaybolup gitti.!
Mart ayından bugüne dek Yozgat’ta sığırcık sürüsü gören var mı?
Bu konu Bozok Üniversitesi Veterinerlik Fakültesi hocalarımızın dikkat çeker mi bilemem. Çünkü sığırcık sürüleri geçmişte de Yozgat semaların süslediğini görmekteyiz.
1917 yılı Yozgat’ında da benzer görsellerin yaşandığını günlüğüne not düşen İngiliz Teğmen PM Woodland‘nin anılarında rastlamaktayız.  
10  Mart 1917
Bahar gibi. Bu sabah bazı sığırcıkları gördüm, yine geldiler.
Bölükler halinde, akşam yemeğinden önce üstümüzden geçiş yaptılar
”, günlüğüne böyle bir not iliştirmesi manidar.
Sığırcık hareketlerinin yaşanan bu küresel kâbusla alakası var mıdır bilinmez. 
Bildiğimiz bir gerçek var ki o da kuşlar kadar kendimizi koruyamadığımız, özellikle de yasakların gevşemesiyle birlikte düğün, cenaze derken Kurban bayramında salgının hortlamış olması ve en yakınımızdaki insanları fazla samimiyete kurban etmemiz.
Takvimden bir yaprakta ise sığırcık kuşlarıyla ilgili şu dörtlüğü yazıma dahil etmek istedim.
Sığırcık kuşu sağdan oynaşı, 
Muskalı ördek gösterdi başı, 
Karatavuk, bıldırcın efendi başı, 
Dediler gelmeyiz böyle cefaya.