Kabayel, sınavla öğrenci alan bu okullarda yapılan atamaların liyakate dayalı olmayan keyfi uygulamalarla sürdürüldüğünü, bu durumun hem eğitim çalışanlarının huzurunu bozduğunu hem de eğitim hizmetinin niteliğini olumsuz etkilediğini vurguladı.
“SÜMEN ALTI EDİLEMEYECEK BİR SORUNLA KARŞI KARŞIYAYIZ”
Her atama döneminde benzer sorunların tekrarlandığını dile getiren Kabayel, şu ifadeleri kullandı: “Proje okulları yönetici ve öğretmen atama süreci, artık daha fazla sümen altı edilemeyecek kadar büyük bir problem haline gelmiştir. Sınavla öğrenci alan bu okullarımızın yönetici ve öğretmenlerini liyakatten uzak, keyfi bir düzende atamaya devam ettiğimiz sürece bu problem katlanarak büyüyecektir.”
“EĞİTİMDE VERİM DÜŞÜYOR, GÜVEN ZEDELENİYOR”
Açıklamasında, eğitim kurumlarına dış müdahalelerin öğretmenlerin adalet duygusunu rencide ettiğini ve kurumsal güveni sarstığını ifade eden Kabayel, “Dışarıdan yapıların etkisine mani olamadıkça eğitim çalışanları huzursuz olmaya, öğretmenlerimizin kurumlara ve sisteme olan güveni zedelenmeye, eğitim hizmetinin verimi ise düşmeye devam edecektir” dedi.
“SİYASİ VE İDEOLOJİK BASKILARA ZEMİN OLUŞUYOR”
Proje okullarda yürütülen keyfi atamaların siyasi ve ideolojik çıkarlar için araçsallaştırıldığına dikkat çeken Kabayel, bu durumun öğrenciler, öğretmenler ve kurumlar üzerinde baskı oluşturduğunu belirtti.
“ATILACAK ADIMLAR BELLİ, SORUMLULUK MEB’DEDİR”
Kabayel, çözüm önerilerini de şu şekilde sıraladı: “Proje okullarının sayısı azaltılmalı, yalnızca gerçekten özel program ve proje uygulayan okullar kapsamda tutulmalıdır. İdareci atamaları, MEB’in Yönetici Atama Yönetmeliği’ne tabi hale getirilmelidir. Öğretmen atamaları, keyfi tercihlerden uzaklaştırılarak liyakat esaslı sınav sistemi ile gerçekleştirilmelidir.”
Kabayel açıklamasını, “Bu tedbirlerin hem vebali hem de sorumluluğu Millî Eğitim Bakanlığı'na aittir” sözleriyle tamamladı.
