Ayhan, koltuğunun altına aldığı kitaplarla, Lisedeki ilk gününe başladı. Dev yapılı Lise binasının, büyükçe bahçe kapısından adımını içeriye attığı anda, yüreğine bir burukluk çöküverdi. Orta öğrenimini Kırşehir’de tamamlayan Ayhan, memur olan babası ile birlikte Yerköy’e geldi ve Lise tahsiline burada devam etmek zorundaydı. Burukluğu, Lisede hiç kimseyi tanımıyor, okulu fazla bilmiyordu. Merdiven basamaklarını çıktı, avluya ulaştığında herkes kendi havasındaydı. Etrafına bakındı, bir grup bahçenin kenarındaki alanda voleybol oynuyor, kimisi gruplar halinde bahçede olta atıyorlardı. İki bölümden oluşan Lise binasının bir bölümü Ortaokul olarak kullanılıyordu, eski sarı bir bina. Diğer 5 katlı bina Lise binasıydı. Ayhan bir sağa bir sola baktı, sonra Lise binasının giriş kapısının önünde duran boş banka oturup, koltuğunun altından dizlerinin üzerine koyduğu kitaplarını karıştırmaya başladı.
Öylesine dalmıştı ki, önünden gelip geçenleri görmüyor, yanına yaklaşanları fark etmiyordu. Yanına birisinin oturduğunu sezinledi, kafasını kaldırıp bakmaya niyetlendiği anda omuzunda bir el sıcaklığı hissetti, kafasını kaldırdığını da ‘Merhaba’ diyen güzel, aynı zamanda da tanıdık bir yüz ile karşılaştı.
Ayhan, karşısında Hülya’yı görünce hem şaşırdı, hem sevindi, ilk soruyu hemen yöneltti:
-Merhaba, ne yapıyorsun burada?
-Burada okuyacağım, sen ne
yapıyorsun
-Bende burada okuyacağım
-Çok sevindim, ben de hiç arkada-
şım olmayacak diye korkuyordum
-Benim korkumda aynıydı
Hülya, Ayhan’ın öğretmeninin kızıydı. Aynı mahallede oturuyorlardı. Altı ay kadar önce sömestre tatiline girildiğinde öğretmenini tayini çıkmış, Hülya da Kırşehir’den ayrılmıştı. Ayhan, ‘öğretmenim nasıl?’ diye sordu, Hülya ‘İyi’ diye karşılık verdi ve konuşmaya yeniden başladılar.
-Öğretmenim de burada mı?
-Yok o Çiçekdağı ortaokulunda
-Sen neden orada devam etmedin?
-Bilmiyorum, annem öyle istedi.
Evimiz burada, annem hergün
okula gidip geliyor.
-Baban nasıl?
-......
-Babana bir şey mi oldu yoksa?
-Yok olmadı. Sadece annemden
ayrıldı. Zaten Kırşehir’den ayrılma-
mızın nedeni de annem ile babamın
ayrılmasından dolayı
-Üzüldüm, babanla görüşüyor
musunuz?
-Yok görüşmüyoruz, o Kırşehir’de
kaldı, biz buraya yerleştik
Konuşmaları devam ederken, zil çaldı. Birlikte banktan kalktılar, okulun bahçesinde toplanıp, sınıflara dağıldılar. Hülya ile Ayhan aynı sınıfa düşmüşlerdi.
Aradan iki yıl geçti, Ayhan ile Hülya birbirlerinden hiç ayrılmadılar. Her ikisi de lise son sınıfa kadar gelmişlerdi. Ayhan ile Hülya birbirlerini hergün görüyorlar, birbirlerinin evlerine gidip, geliyorlardı. Her şeyi paylaşıyor, birbirlerine hiç yalan söylemiyorlardı.
Okulun artık son günleri gelmişti. Sınıf arkadaşlarıyla birlikte pikniğe gittiler. Ayhan ile Hülya, arkadaşlarından ayrılıp, piknik alanındaki çam ağaçlarının birisinin altına gidip, ileriye dönük planlar yapmaya başladılar.
Ayhan söze başladı:
-Üniversite formunu doldurdun mu?
-Evet doldurdum, ya sen?
-Bende odldurdum
-Sınava nerede gireceksin?
-Ankara ve Yozgat’ı yazdım, ya sen?
-Ben de
-Çok iyi desene ikimizde aynı yerde
sınava gireceğiz
-Evet aynı yerde sınava gireceğiz
-Peki kazanırsan hangi okula gitme-
yi düşünüyorsun?
-Edebiyat fakültesi veya hukuk
düşünüyorum
-Bende
-Peki hangi okulu tercih edeceksin?
-Erzurum veya Antalya, ya sen?
-Ben de
-O zaman sınavda biraraya gelelim,
ikimiz de aynı formları dolduralım
-Tamam