Kaliteli Yaşam Uzmanı Yrd. Doç.Dr. Süleyman Coşkuner’in kaleminden:
“Sağlam çeliğin en önemli özelliğinin çok çekiç yemesi gibi, hayatta çok çile görmek, problemlerle karşılaşmak, insanın başarıları ile doğru orantılı olmalıdır. Kişi sorun çözmeyi öğrenir, sorun çözenler de tecrübe sahibi olarak hayatta daha fazla başarıya imza atarlar. Başarmanın verdiği zevki ise, başka hiçbir şey verememektedir.
Hiçbir sıkıntı ile karşılaşmayan, her türlü güçlükleri çevresine yükleyen, maddi imkânlarının bolluğu nedeniyle çözümü para ile hallettiğini zannedenler; günün birinde başkalarına havale edilemeyecek sorunlarla karşılaştıkları zaman, çok büyük sıkıntılara düşerler. Çünkü, zamanında o konuda deneyim ve dayanıklılık kazanmamışlardır.
Her türlü imkana sahip olsak dahi, zorluklarla mücadele etme, sorun çözme, dayanıklılığımızı artırma, enerji ve sinerji üretme yeteneğimizi sürekli geliştirme konularında uzmanlığımızı artırmamız gerekmektedir.
İnsanoğlunun başına ne zaman neyin geleceğini tahmin edebilmek oldukça zordur. Yurt dışına balayına giden çok mutlu bir çift, hiç beklemediği bir anda otellerindeki bir hırsızlıktan dolayı iftiraya uğrayıp, yabancı bir memlekette hapsi boylayabilirler. İşte buna “devenin üzerinde insanı bönün sokması” denir. (Bö: zehirli bir tür örümcek)
Böyle bir durumda, saçı başı yolarak, o ülkenin adalet sistemine kahrederek, aksi veya kör şeytana kabahat yükleyerek, çiftlerden birinin “sana buraya gelmeyelim demiştim” deyip suç yükleyerek, tükenmeyi başlatmalarının hiçbir şekilde çözüme faydası olmadığı gibi, mevcut sorunların dibine benzin dökeceği aşikardır.
Tabi, asıl olan muhtemel problemleri önceden görerek gerekli önlem ve tedbirleri almaktır. Obezite için zamanında gerekli tedbirleri almayanlar, atın ölümü arpadan olsun diyenler (halbuki ne insan attır ne de yediğimiz arpadır), günün birinde obezite çözülmesi zor bir sorun haline geldiği zaman, kadere veya çevreye suç yüklemelerinin çözüme hiçbir faydası yoktur.
Eşi iye sürekli tartışan, kavgalı bir hayat süren, sürekli sinir ve stres üreten bir eş, hayat arkadaşı günün birinde üzüntüden kanser olduğu zaman, eşi için ağlaması ve üzülmesi timsah gözyaşlarından başka bir şey olmayacaktır.
Kaliteli yaşamak için alınması gereken tedbirlerin zamanında akıllıca alınması, kalitenin bozulduktan sonra tamir edilme maliyetinden çok daha düşüktür. Sevdiğimiz hayatı kaliteli bir şekilde yaşamanın yüksek kaliteli bir bedeli vardır. Zamanında emek vermek, sabretmek, çalışmak, gayret göstermek, paylaşmak, destek vermek ve sinerji üretmek gerekmektedir.
Her türlü önlem ve tedbiri almamıza rağmen, yine de sorunlarla karşılaşmamız doğaldır. Çünkü çevrede ve hayatta her şey bizim kontrolümüz altında değildir. Gücümüzün yetmediği faktörler çoğunluktadır. Ayrıca değiştirme imkanımız olmayan unsurlar da vardır. İşte bunlardan sonra karşılaşacağımız sorunları dahi,  hacı yolu gözler gibi beklememiz gerekir.
Hayatta bir takım problemlerle her an karşılaşabileceğimizin bilincinde olmalı ve her türlü tecrübe ve donanımımızla onları çözmeye hazır beklemeliyiz. Beklenmeyen durumlar karşısında emvale olmamalı, kadere kahretmemeli, isyan ederek yaratıcımızı incitmemeli, panik ve kaos üretmemeli, mevcut enerjimizi dahi boşa kaybetmemeliyiz.
Zira, karşımıza çıkan bir problemdir ve onun çözümü bizden beklenmektedir. Çözüm için ilave ve daha fazla enerji ve güce ihtiyacımız varken, hemen tükenmeye başlamak kaliteli bir insanın işi olmamalıdır.
Hayatı güzel yaşamanın bir değil, birçok bedeli vardır. Kaliteye apse yaptırtmamak için, kısa, orta ve uzun vadede önemli işlerimizin planlamasını iyi yaparak, uygulamasını da gerektiği gibi yerine getirmemiz gerekir. İhmalkarlıktan, tembellikten, inattan, suçlamaktan, üzülmekten, dikkatsizlikten tedbirsizlikten vb. kaynaklanan problemleri kendi ellerimizle besledik büyüttük demektir. Eğer böyle yaparsak, bizim dışımızdan ve ilahi kaderden kaynaklanan sorunları çözmek için asla zamanımız ve gücümüz kalmayacaktır. İşte o zaman da tükenmenin girdabına girdik demektir.
Selam, sevgi ve dualarımla… Allah’a emanet olunuz…”
  Kaliteli Yaşam Uzmanı Yrd. Doç.Dr. Süleyman COŞKUNER