Geçtiğimiz hafta Kozlu Belediyespor karşısında alınan 3-0 lık galibiyet ve oynanan mükemmel futbolun ardından Sorgun’da esmeye başlayan  şampiyonluk havası Sincan Belediyespor yenilgisinin ardından dinmeye başladı.
Bütün bunlara rağmen Bölgesel Amatör Lig hayata geçirildiğinden bu yana bu ligde mücadele eden ve bu sezon en başarılı sezonunu yaşayan Sorgun Belediyespor’un aldığı başarılı sonuçlar, bu havanın yaşanmasının en önemli nedeni olurken, yönetim, teknik kadro deplasmanlarda alınan kötü sonuçlara çareler aramaya başladı.
İlk yarının tamamlanmasına iki hafta kala Sorgun Belediyesporlu yetkililer devre arasında 3-4 futbolcu alacaklarını söylerlerken takıma çok iyi bir golcü kazandırma arayışına girdiler.
Deplasmanlarda alınan yenilgilerin yerine beraberlik bile alınmış olsa şu an grupta lider olacaklarını kaydeden kulüp yetkilileri, ele geçen bu fırsatı çok iyi değerlendirmek istediklerini söylüyorlar.
Geçtiğimiz iki sezonun birincisinde ligin başlangıcından sonuna kadar ligde kalma mücadelesi veren, ikinci yılında ise lige şampiyonluk parolası ile başlayıp, yine ligin büyük bir bölümünde ligden düşme korkusu yaşayan Sorgun Belediyespor,  2011-2012 sezonunun ikinci yarısının ortalarından itibaren başlayan çıkışını bir iki aksaklık dışında bu yılda sürdürüyor.
2012-2013 sezonunda lige şampiyonluk parolasıyla başlayan Sorgun Belediyespor, evinde oynadığı ilk maçta ligin güçlü ekiplerinden Geredespor’u 2-0 ile geçerek bu hedefindi ciddi olduğunu taraftarlarına da gösterdi.
İlk maçın ardından oynanan maçlarda evinde oynadığı tüm maçları gol yemeden kazanırken, deplasmanda oynadığı maçları ise biri hariç hepsini kaybetti.  Yani 10 maçta içerde 6 galibiyet, dışarıda oynadığı 4 maçta bir beraberlik, üç yenilgi alan sarı siyahlı ekip bütün bu sonuçlar sonrasında topladığı 19 puanla şampiyonluk yarışında Zonguldak Kömürspor ve Adliyespor ile birlikte bende varım dedi.
Zirvedeki bu üç takımdan Zonguldak Kömürspor ve Adliyespor 22 puanla ilk iki sırayı paylaşırken, takımımızın ise 19 puanı bulunuyor. Biz deplasmanlarda bu kadar kötü sonuç alırken bile üstümüzdeki takımları 3 puan geriden takip ediyor ve altımızdaki takımlarla da her hafta puan farkını açıyorsak, deplasmanlarda kazanmaya başladığımızda bu puan farklarının daha da açılacağını ve ipi göğüsleyeceğimizi söylemek kehanet olmaz.
Geçtiğimiz iki hafta ‘’Şampiyonluğa İnanmak’’ başlığı altında iki yazı yazdım. Bu yazılardan ikincisini Kozlu maçından önce yazdığım için, o maçta takımızın performansını dikkate almadan yazıyı yayına verdim. Ancak Kozlu maçında gördüm ki bu takım şampiyon gibi top oynuyor. İşte bu futbolu gören her taraftar benim gibi düşünmeye başladı ve bu nedenle geçen hafta içerisinde Sorgun’da şampiyonluk havası bir başka esmeye başladı. Futbol ile hiç alakası olmayan bir çok kişi bizlere, takımın durumunu ve şampiyonluk şansını soruyor,  yorumlamamızı istiyor. Bir çok esnaf, Bilbordlara ‘’Sorgun Belediyespor’a 3. Lig Yolunda başarılar dileriz’’ afişleri astırmışlar. Bu bir başlangıç. Hele Çok erken ama, ilçenin böyle bir havaya girmesi de bizleri çok sevindiriyor.
Kulübümüzün onursal Başkanı Ahmet Şimşek, ‘’Hele takımımız deplasmanlarda da kazanmaya bir başlasın, bu ilçeyi baştan ayağa sarı siyah renklerle donatacağım’’ diyor.
Bütün bu güzellikler yanı sıra, hala bazı art düşünceli ve futbol bilgisi fakiri cahiller, Kozlu Belediyespor maçında oynanan futbol ve alınan galibiyetten mutlu olmadı, olamadı.  kimisi futbolculara sataştı, kimisi de hocaya. Ben bu insanları anlayamıyorum. Ne istiyorlar. Takım şampiyonluğa gidiyor, bunlar hala internet sitelerinden birilerine küfredip, hakaret yağdırıyorlar. Yapmayın be arkadaşlar. Ayıptır, günahtır. Bu takım birkaç kişinin değil. Sorgun’un takımı. Sizi, bizi, seveni, sevmeyeni, yerlisi, buradan ekmek yiyenlerini, kısacası hepimizi temsil ediyor. Hiç birimizin şahsi kaprisleri için takımı sabote etme hakkı yok. Hele hele birilerine küfretme hakkı hiç yok. Sahada oynayacak oyuncuların kimler olacağına bırakın da hoca karar versin.  Bugün Ahmet oynar, yarın Mehmet. Oynamayan futbolcu önce kendisi ile yüzleşmeli, ben ne yaptım, ne yapıyorum? Demeli. Bakınız böyle deyip çalışan futbolcular, kendine takımda yer buldu ve çalışmalarının karşılığını aldılar. Bu takımın tüm futbolculara ihtiyacı vardır. Yücel’de bizim çocuğumuz, Kamil’de. Ziya ‘da bizim çocuğumuz, Hanifi de. Serdar’da bizim çocuğumuz, Halis ve takımdaki tüm oyuncularda. Peki bunlardan kimler forma giyiyor, kimler giymiyor, bunun kararını ancak hoca verir. Çünkü onlarla hafta boyunca birlikte olan hocadır.
Haaa, ben şu görüşede katılmıyorum. ‘’Bu takımda yönetimin bir futbolcusu olmaz mı? Yani yönetim, şu futbolcuyu oynat diyemez mi?’’ bu nasıl bir görüş ve düşüncedir. Böyle bir şey nasıl kabul edilir. Formayı kim hak ederse o giyer. Bunları kapris yapmayalım. Şu an takım istim üzerinde. Bakın puan cetveline, liderden sadece 3 puan gerideyiz. İkinci yarıda hem Zonguldak, hem Adliyespor ve daha bir çok güçlü ekiple kendi sahamızda oynayacağız. Çok iyi bir fikstür avantajımız var. Hatta hatta bu ilk yarının son üç maçını galibiyetle bitirirsek, ilk yarıyı lider bile bitirebiliriz.  Bunlar birer senaryo ve bunun için çok erken. Ancak, şunu unutmayalım ki, iyi filmler, iyi senaryolarla ortaya çıkar. Bizler iyi senaryolar yazar ve uygulamaya koyarsak, o zaman bizim dediğimiz olur. Öyleyse, şu futbolcu neden oynatılmıyor, bu futbolcuyu hoca koruyor senaryolarıyla değil, şampiyonluk ipini göğüsleyecek senaryolarla kafamızı yoralım.
Benim bir başka saptamam da ikinci yarı ile ilgili olacak.
Bu Bölgesel Amatör Lig gerçekten çok enteresan bir lig.
Şimdi sezon başında tüm takımlar üçüncü lig takımlarının bile vermeyeceği transfer paraları verip oyuncu alıyorlar. Ligler başlayınca bu oyunculardan kadroya giremeyenlerin bazıları hiçbir ücret ödemeden çekip gidiyorlar. Hatta aldıkları peşinatları bile vermiyorlar.
Ligde haftalar ilerledikçe, şampiyonluk umudunu yitiren takımlarla, düşme tehlikesinden uzaklaşan takımlar da, bu kez oyunculara karşı operasyonlar yapıyorlar. Yani bu takımlar, ücreti fazla olan oyuncularla yollarını ayırıp, maliyeti daha az olan oyuncularla lige devam ediyorlar. Böyle olunca da fikstür avantajı olan takımların hedefine ulaşması daha kolay oluyor.
Ligin ikinci yarısında fikstür avantajı kesinlikle bizde. Hem Zonguldak, Hem de Adliyespor ile kendi evimizde oynayacağız. Şayet sadece bu üç takım şampiyonluk yolunda baş başa kalırlars ve biz evimizde oynayacağımız Zonguldak ve Adliye maçlarını kazanırsak kesinlikle avantaj bizden yana. Altımızdan gelen takımlar iddiasını kaybettikleri için yukarda belirttiğim yola başvuracaklar. Bu takımlarla deplasmanda oynamak bizim için fazla bir sorun olmayacak. Bu takımlar büyük bir ihtimal ile genç kadroları ile ligi götürmek isteyecekler, bu da bizim deplasmanda daha kolay puan almamızı sağlayacak diye düşünüyorum. Ancak, kesinlikle bizim zirve yarışındaki iki rakibimizi de sahamızda yenmemiz şartıyla.
Bu takım istim üzerinde dedik. Peki bu takımın eksikleri yok mu?. Tabii ki var.
Bir kere benim gönlümde çok iyi bir forvet alınması yatıyor. İkincisi iyi bir sol kanat veya savunmacı, üçüncüsü orta sahaya Abdulkadir tipinde ancak daha çok ileriye dönük oynayacak ve Hanifi ile Abdulkadir’in yükünü hafifletecek bir oyuncu gerekli. Hatta hatta, Yücel’in durumuna göre defansa bile takviye gerekebilir diye düşünüyorum.
Şimdi tüm bunları bir araya getirince, bizim ne kadar avantajlı olduğumuzu söyleyebilmek mümkün.
Öyleyse, haydi şu kaprisleri bırakalım ve hep birlik olup takımımızı üçüncü lige yolcu edelim.