Zamanın birinde ülkenin kralı sürekli dövüşen, geçinemeyen üç oğlunu, ülkenin üç yanına yollamış ve bana en değerli armağanı getiren kim olursa onu kral yapacağım demiş.
    Kardeşlerin biri gizemli Doğunun halı tüccarları arasında bulmuş kendini. Gücünü göstermiş.. Bileğinin hakkıyla uçan bir halı sahibi olmuş.
    Öbür kardeş ise düelloyla kılıcını konuşturmuş ve gizemli bir dürbün almış babasına. Bu öyle bir dürbünmüş ki istediğin yeri, kişiyi görebiliyormuşsun bakınca.
    En küçük kardeş de usta bir ok atıcısıymış.
    Göster bakalım becerini demişler, gittiği yerde ona. Bir çocuğun başının üzerine koydukları elmayı vurmasını istemişler. Sonuçta \'\'hayat elması\'\' nı kazanacakmış.
    Bu elma, her derde devaymış, her hastalığı iyileştirirmiş. Kan ter içinde kalsa da küçük kardeş, çocuğun başı üzerine konulan elmayı tam ortasından vurmuş.
    Bu sefer gözlerini kapatmışlar küçük kardeşin. - \'\'O kadar ustaysan gözlerin kapalıyken vur çocuğun başı üzerindeki elmayı\'\' demişler.
    Çok düşünmüş usta okçu, ama karşısında bir çocuğun yaşamı varmış. Son anda vazgeçmiş oku atmaktan.Yitirdiğini düşünmüş yaşam elmasını.
    Oysa çevresindekiler ona, -\"Tam kaybettiğini sanırken kazandın, her ne pahasına olursa olsun kazanmak istemedin, yaşam elması artık senin\'\' demişler. Küçük kardeş de yaşam elmasını almış babasına.
    Üç kardeş önceden konuşup sözleştikleri yerde buluşmuşlar, ülkelerine dönmek için. Bir araya geldiklerinde babalarına aldıklarını göstermişler.
    Kardeşlerden biri övünerek dürbünü göstermiş. Hepsi merakla dürbüne bakıp ülkelerini görmek istemişler.
    Bir de bakmışlar ki ülke yasta, babaları ölüm döşeğinde. Hemen nasıl gideceklerini düşünmüşler.
    Kardeşlerinin uçan halısıyla ülkelerine gidivermişler ve hasta babalarına küçük kardeşin armağanı olan yaşam elmasını vererek iyileştirmişler.
    Sonunda kardeşler yalın bir gerçeği görmüşler. Birleşmek, ayrılmaktan iyidir.
Evet, Deve\'nin Başı!.. Lider Kimdir?..
    İngiliz gazeteci, Sina dağında karşılaştığı bir Bedevi\'ye sorar:
    \"Sence lider kimdir?..\"               
    Bedevi;\"Bir tanım yapmak yerine, bir öykü ile sorunuza cevap verebilir miyim\" der Gazeteci; \"Elbette, anlat öykünü\" diye yanıtlar.
    Bedevi anlatır;    \"Benim gibi bir Bedevi, devesinin üstünde ve kızgın güneşin altında, Sina Çölü\'nde yol almaktadır. Birden ufuk çizgisi kararır, gökyüzünde nadiren tek tük görülen kuşlar, bu kez toplu halde, karanlığın aksi istikametine doğru, telaşla kanat çırpmaktadır. Çölün mutlak sessizliği, daha da yoğunlaşır sanki. Deneyimli Bedevi; bu alametlerin, şiddetli bir kum fırtınasının habercisi olduğunu hemen anlar.
    Devesini çökertir, üstünden iner. Heybeden aldığı sağlam bir kazığı, kızgın kumlara çakar ve devesini sıkıca bu kazığa bağlar. Sonra yine heybelerden, katlanmış parçalar halinde çıkardığı küçük çadırını alelacele kurup, içine girer ve kapı örtüsünü her iliğinden düğümler.
    Son düğümü henüz atmıştır ki; fırtına bulundukları bölgeye ulaşır. Küçük çadır havalanacakmış gibi sallanmakta, rügarın oluşturduğu kum sağnağı, neredeyse delip geçecek bir hızda, çadır yüzeyine çarpmaktadır. Her kum tanesinin, boyları küçük fakat verdikleri acı büyük oklar gibi bedenine saplandığı deve, dile gelir:
    \'Efendi, canım çok acıyor. Hiç olmazsa başımı çadıra sokmama izin verir misin\' der. Dışarıda olmanın ne kadar zor olduğunu iyi bilen Bedevi, zavallı devenin bu dileğini kabul eder ve \'Pekii, başını çadıra sokabilirsin\' diyerek, kapıyı bağlayan düğümleri boşaltır.
    Durmak bir yana, fırtına giderek daha da gemi azıya almaktadır.
    Deve, sahibine tekrar yalvarır; \'Efendi, derimin en ince olduğu yer boynumdur ve şu an çok acıyor. İzin ver, boynumu da çadıra sokayım.\' Biraz ikirciklenmeyle, bu isteğe de \'Pekii\' der Bedevi.
    Fırtına, sanki sonsuza dek sürecek gibidir. Deve bu kez, ilk ikisinden daha acıklı bir sesle yalvarır; \'Efendi, ne olur, hörgücümü de çadıra sokmama izin ver...\' Bedevi bu son isteği de kerhen kabul eder. Ancak, hörgücün de içeri girmesiyle, küçücük çadırda, artık kımıldayacak yer kalmamıştır.
    Bu duruma, Bedevi\'den önce, deve tepki gösterir; \'Efendi, bu çadır ikimize dar geliyor. Sen dışarı çıkıp, başının çaresine baksan...\' \'Lider kimdir?\' demiştiniz; bu hikayeyi mesnet alarak cevap vereyim; Lider; devenin başını dahi, çadıra sokmasına izin vermeyen insandır... \"
    Son söz: \"Başını rica ile çadıra sokan deve, artık sahibini dışarı davet etmektedir...\" \'Deve\' deyip geçmeyin; kini çok derindir. Sizi çadırın dışına atacak kadar...