Dalga ile kıyının aşkını bilir misin? Öncesinden başlayıp, sonsuza giden dalga, hep aşka kavuşma özlemiyle atılır kıyıya.
    Dalga, seven -kıyı, sevilendir.
    Dokunur parmaklarının ucuyla sevdiğine dalga ve döner hep geriye bilir kavuşamayacağını ama hep koşar kıyıya her bir dokunuşunda aşkına verir bedenini hesapsızca işte, ben de seni böyle severim yar.
    Yar, bilir misin dağ başında açan uçurum çiçeklerini? Bilirler görünmeyeceklerini...
    Sevilmeyeceklerini...
Koklanmayacaklarını...
Okşanmayacaklarını...
Ama inatla açarlar aşkla, sevgiyle, özlemle. Hep beklerler gelmeyecek sevgilinin onu kucaklamasını işte, ben de seni böyle beklerim yar.
    Yar, ipek böceğini bilir misin?
    Onun kozasının içinde ördüğü, o ipliğe olan aşkını bilir, o ördüğü ipliğin kendisinin ölümü olacağını ama aşkına feda eder kendini.
    Öyle verir kendini yarenine korkusuzca işte, ben de kendimi böyle veririm sana yar.
    Yar, ağaç ile meyvesinin aşkını bilir misin? Meyvesini vermelidir ağaç yeniden doğmak için öyle zorludur ki ayrılmaları verir meyvesini ağaç meyve tohum olur, tohum kök olur ve yeniden doğar ağaç kendi meyvesinden işte bende böyle yar; kök olmayı göze aldım, tekrar sende doğmak için.
EN GÜZEL YALAN
Padisahin biri,
    -\'Bana yalan söyleyebilene bir küp dolusu altın vereceğim!\' demiş.
    Yalancılar, hemen saraya koşuşsturup baslamışlar yalana;
    ... 1.\'\'Bir kuş, aslanı kapıp yuvasına götürdü.\'\'
    Padişah,\'\'Bunun neresi yalan?..
    Kuş kartaldır, arslan da kuzu kadar minik bir yavru. Kaptı mı götürür tabii!..\'\'
    2.\'\'Komşu ülkede bir eşegi kral yaptılar!..\'\'
    Padişah,\'\'Ülkenin kralı, pencereden bakınırken tacını düşürmüş.
    Taç da pencerenin altındaki eşeğin başına geçmiş.
    Taç kimin kafasındaysa, kral odur tabii!..\'\'
    3.\'\'Padişahım, ben gökyüzüne bir ok attım. Altı ay sonra geri döndü!\'\'
    Padisah,\'\'Senin ok bir ağacın üstüne düşmüştür.
    Ağaç, sonbaharda yapraklarını dökünce, takılacak yer bulamayıp yere inmiştir.\'\'
    Böylece padişah, her yalana gerçek bir bahane bulmuş ve kimse padişaha bu yalandır dedirtememiş.
    Ama bir gün biri gelmiş; \"Padişahım, sen benim babamdan borç olarak bir küp dolusu altın almıştın.
    Şimdi geri almaya geldim.
    Yalandır dersen ödülümü ver.
    Yalan değil dersen borcunu öde!!!