O da İngilizlerin yayıldığı yerlerden topladığı, çoğu İngiliz olmayan yayılmacı ordusuna karşı en yoğun çarpışmaların olduğu yerlerden birinde, Çanakkale’de savaşmış. ‘Çanakkale içinde vurulanları, ölmeden mezara konulanları’ görmüş. Topçu bölüğündeymiş. Göstermiş olduğu üstün başarılarından dolayı komutanlarından övgüler almış.  Onu çavuş etmişler.
Bilindiği gibi I. Dünya Savaşı yenilgisinin sonucu ülke işgal edildi. Bu duruma boyun eğilemezdi. O yüzden Mustafa Kemal Paşa önderliğinde Kurtuluş Savaşı başladı. Diğerleri gibi Ali Çavuş ile kardeşi Hüseyin de yine çağrılmış, onlar da koşa koşa gitmiş Kurtuluş Savaşı’na katılmışlar. Ali Çavuş bu kez de Batı Cephesi’nde topçu çavuşuymuş. Cephede üzerine düşen bütün görevleri yerine getirmiş. Canını dişine takarak, canla başla savaşarak büyük yararlılıklar göstermiş.
Ali Çavuş gösterdiği bu yararlılıklar nedeniyle Başkomutan Mustafa Kemal Paşa’nın övgülerini almış. O, cephede komutanları ve arkadaşları arasında Bozoklu Ali Çavuş diye ün salmış.
Çok sonraları, “Topun başında tam yedi sene diz çürüttüm. Cepheden cepheye, dağ bayır demeden top gezdirdim,” dermiş. Ülkenin nasıl kurtarıldığını, ne güçlükler çekilerek kurtuluşa erdiklerini unutmaz, unutturmaz sürekli anlatır söylermiş.
Kurtuluş Savaşı kurtuluşa erilerek bitince Ali Çavuş da diğerleri gibi köyüne dönmüş. Ali’nin askerliği bitse de Çavuşluğu kalmış. O yaşadığı sürece onurla taşıyacağı rütbesiyle Ali Çavuş olarak anılıp söylenmiş. Ali Çavuş’a bir de gazilik nişanı takmışlar. Ülkenin kurtuluşu için canla başla o da çalıştığı için aldığı o nişanı yüreğinin üstünde, göğsünde gururla taşımış, yaşadıkça o nişan orada kalmış, onunla kalmış.
Ali Çavuş 1,70 metre boyunda, geniş omuzlu, güçlü biriymiş. Çoğu gibi onun da bir takma adı varmış: Çam Ali. Çam gibi dik durmasından ona öyle derlermiş. Eğilmez, bükülmezmiş. Çok zorlarlarsa kırılırmış. Kırılması da kötü olurmuş. Onu anarken, “Özü sözü birdir. Merttir, olgun biridir,” diye anlatır söylerlermiş. Muhtarlık yaptığı dönemlerde sürekli hakkı gözetir, doğruluktan
şaşmazmış. Çok disiplinli, zeki, becerikli biri olarak ünlenmiş. Örneğin bir komşunun köyde sığırı, keçisi koyunu gelmese o gün ne kendisi uyku uyur ne de çobanlara uyku uyuturmuş.