İSLAM coğrafyasında yaşanan hadiseler, kadınlarımızı, çocuklarımızı, canlarımızı, değerlerimizi, tarihimizi, kültürümüzü ve medeniyetimizi yok etme çabasında olanların hangi noktaya eriştiklerini açıkça gösteriyor. Suriye’de, Irak’ta, Yemen’de, Libya’da, Mısır’da, Filistin’de, Doğu Türkistan’da ümmetin birliği, milletin şerefi, vatanın hürmeti ayaklar altına alınıyor.
Aziz milletimiz, engin basiretiyle tüm yaşananların farkındadır. Gücünü ve bütünlüğünü koruyarak dünyaya umut ışığı olmaya devam ediyor. Parçalanıp bölünme yerine şimdi birbirimize hakkı ve sabrı, şefkati ve merhameti tavsiye etmenin zamanıdır.           
İslam dünyası zorlu bir süreçten, ağır bir imtihandan geçiyor. Bizi birbirimize düşürmek, gücümüzü zayıflatmak, kardeşi kardeşe kırdırmak isteyenler var. Karanlık oyunlarıyla bu aziz milleti korkutmaya, yıldırmaya, bezdirmeye, bölmeye ve yok etmeye çalışıyorlar.
Evlatlarımızı hain emellerine alet eden, annelerinin bağrından kızlarımızı kaçıran, babalarının dizinden oğullarımızı koparan şer odakları var. Dini bertaraf edip kin ve nefreti diline dolayan, barış topraklarına nefret tohumları ekmeye çalışanlar var. Askerlerimiz, polislerimiz, nice masum evladımız şehadet şerbetini içti, içmeye de devam ediyor!.. Analarımızın yürekleri yakıldı, yavrularımızın hayalleri yok edildi. Derin bir hüzün içindeyiz. Terör belası ile mücadele ediyor. Bu yetmiyor yedi düvelle mücadele ediyoruz.     Yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor: “Topyekûn Allah’ın ipine sımsıkı sarılın. Parçalanıp bölünmeyin. Allah’ın size olan nimetini hatırlayın. Hani sizler birbirinize düşmandınız da O, kalplerinizi birleştirmişti. İşte O’nun bu nimeti sayesinde kardeş olmuştunuz. Yine siz bir ateş çukurunun tam kenarında idiniz de O sizi oradan kurtarmıştı. İşte Allah size ayetlerini böyle apaçık bildiriyor ki doğru yola eresiniz.”
Bir  hadis-i şerifte ise Sevgili Peygamberimiz (s.a.s) şöyle buyuruyor: “…Birbirinize nefret ve düşmanlık beslemeyin. Birbirinize haset etmeyin, birbirinize sırt çevirmeyin. Ey Allah’ın kulları, kardeş olun!” 
Elbette gün gelecek bu zor günler de geride kalacak; Allah’ın yardımıyla yaşadığımız acıların üstesinden geleceğiz, huzura ve sükûna yeniden kavuşacağız.  Daha ağır bedeller ödememek için her türlü hile ve tuzağın farkında olalım. İnsana ve kardeşliğe  yakışır bir şekilde basiret ve feraseti elden bırakmayalım. Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in ifadesiyle, “birbirine kenetlenmiş tuğlalara benzeyen” kardeşlik duvarımızda gedikler açılmasına asla izin vermeyelim.
Hiçbir insani ve ahlaki değer tanımayan cinayet şebekelerinin işlediği cürümlerden dolayı, aynı kıbleye yöneldiğimiz, aynı peygambere ümmet olduğumuz, sevincimizi ve kederimizi, varlığımızı ve yokluğumuzu paylaştığımız masum kardeşlerimizi suçlamayalım. Komşumuzdan, akrabamızdan terörün hesabını sormaya kalkışmayalım.
Unutmayalım ki; biz, tahriklere kapılıp sokaklarda birbirimize düştüğümüzde sadece cinayet şebekelerinin hain emellerine hizmet etmiş oluruz. Dilimiz, kin, öfke ve nefrete değil; kalbimizdeki sevgi, şefkat ve merhamete tercüman olsun! Çok iyi düşünelim! Yaşadığımız acılar daha büyük acılara sebep olmasın! Düşmanlarımızı sevindirmeyelim! Dostça, kardeşçe yaşamanın derdinde olalım. Yüce Allah, Fitne ateşiyle bizi tutuşturmak isteyenlere karşı yekvücut olmayı, tek bilek olmayı milletçe hepimize nasip eylesin! Bütün acılara rağmen milletimizin hiçbir ferdini haktan, hukuktan, adaletten, merhametten bir an olsun ayırmasın! Sana inanan bu necip milletten yardım ve inayetini, kuvvet ve rahmetini esirgeme Allah’ım. Hayırlı Cumalar….