Sigaranın zararlarını hepimiz biliriz. İçinde barındırdığı onlarca zehirin gelişmemizi ne olumsuz şartlarda etkilediğini, beynimizde ne gibi tahribatlara neden olduğunu, kalıcı sakalıklar bıraktığını vs. vs.. Neyse bu konularda en doğrusunu doktorlar bilir bize de onların dediğini uygulamak düşer.
Bizim asıl işlememiz gereken konu ise sigara ve edep.. Sigara içen vardır, içmeyen vardır, astım hastası vardır, çocuk vardır yaşlı vardır ve etkilenirler düşüncesine  riayet göstermeyen vurdum duymaz edep fakirlerinden bahsetmek istiyorum ben..
Medeni milletlerin yönlendirme işaretleriyle belirli bir kurala bağladığı sigara içme odası, sigara içememe mekanları, vs. gibi ayrılmış alanların kullanımı insanların edep ve faziletlerinin göstergesi niteliğinde olabiliyor.
Geçtiğimiz günlerde herhangi bir köyden gelmiş astım hastası yaşlı bir teyze ve yanında yine onun gibi zavallı duran bir amcanın fiili taaruzda mağlup edebileceğini bilen genç ve terbiyesiz bir insanın ikazlara rağmen yanlarında sigara içtiğini gördüm. Elbette müdahale etmem gereken bir durumdu. Nazikçe uyardım.
Teyzenin yaşlı ve hasta olduğunu, sigaraya tahammül edemediğini söyledim. “Körmü onlarda başka yerde dursun” dedi. Beynimden vurulmuşa döndüm.
Hani diyorum ya sokakta kavga etmenin ayıp olmayacağını bilsem nerdeyse şiddet uygulayacaktım. Yaşlı amca ve hanımı “Olur yeğenim canını sıkma” diyerek  erdem gösterip dışarı çıkmaları hala o onursuz insanın  yüzünü kızartmıyordu.
Eğitim dedik ya.. Bildiğimiz maarif haricinde aileden gelen edep takviyeli bir kişilik eğitimi vardır. İşte o eğitimi hepimiz lütfen çocuklarımıza verelim. En azından onur kırıcı ve ailesine beddua ettirecek şahsiyetsizliklere uğramasınlar.