BEKLENTİMİZİ hiç bir anlamda karşılamasa da 'buna da şükür, hiç vermeye de bilirdi!' avuntusuyla, kendimizi teselli etmeye çalıştığımız ruh halimiz için kullanılır 'sevindirik olduk!' deyimi. Gerçekten de son günlerde öylesine 'sevindirik' olduk ki; bir dönem verilen stad sözünün yerine eski Sakarya İlkokulu bahçesine çocukların oynaması için yaptırılmaya başlanılan halı saha gündemimizin ilk maddesini oluşturdu...
Bu yetmiyormuş gibi bizimle dalga geçer gibi, onca hükümet üyesinin, onca milletvekilinin 'hatırı için!' Spor Bakanının Yozgat'a 'Basketbol sahası müjdesi' tüy dikti, son dönemlerin deyimi ile 'Bonus' oluverdi. Yapılan açıklamaya bakıldığında bizim vekillerin hatırının, Bozok Stadı altında bir zamanlar bulunan atölyede imal edilen 'Basketbol malzemeleri' kadar olduğunu da, sayın Spor Bakanı'nın ağızından öğrenmiş olduk...
Mahalli imkanlar dahilinde yapılabilecek olanların bakanlıktan talep edilip, 'hay hay' denilmesi ile sevinen bir Yozgat olarak, asıl gündemimizi bir kenara bıraktık. Süper Lig'e şampiyon olarak çıkan Yozgat Bozokspor Hentbol takımı, verilen sözlerin yerine getirilmemesi sonucunda düştüğü sıkıntı nedeniyle kapanma kararını uygulayacak. Kimsenin umurunda bile değil. Yıllar sonra yeniden 3'üncü Lig'e çıkan Yozgatspor'un akıbeti sürüncemede kalmış, o da kimsenin umurunda değil. Mevcut Bozok Stadı 3'üncü lig maçları için bile yetersiz bulunmuş, bunu kimse konuşma ihtiyacı bile duymuyor. Ama Spor Bakanı'ndan talep edilen bir semtte kurulacak olan basketbol potasını 'Bakan Söz verdi' manşetiyle gündeme taşıyıp, seviniyoruz, mutlu oluyoruz...
Üzülelim mi? Sevinelim mi? Pek bilemedim. Ama gözümden iki damla yaş düştü, gizleyemedim...