İnsanlık karanlıklar içerisinde kıvranırken, insanlık cehalet içerisinde bir yaşam sürdürürken, insanlık kız çocuklarını diri diri toprağa gömerken, insanlık içinde bulunduğu sıkıntılardan kendisini kurtaracak ilahi bir emri hasretle beklerken Cenabı Allah, yeryüzünü Peygamber (sav) efendimizin mübarek şahsında İslam Güneşi ile aydınlattı Peygamber (sav) insanları bir olan   Allaha inanmaya davet etmeye başladı. İnsanların eşit olduğunu, renk, ırk ve dil ayırımını asla üstünlük özelliği olamayacağını, hakkı, hukuku anlatmaya başladı. 
Ancak hakkı, hukuku, eşitliği hazmedemeyen Allah ve Resulullah düşmanları, müşrikler başta peygamber (sav) olmak üzere Ashabı Kirama inanan müminlere akla hayale gelebilecek her türlü eziyet ve işkenceyi yapmaktan geri kalmadılar. Kimi ashabı kiramı kızgın kum çölüne yatırarak göğsüne büyük taşlar koymak, kimi ashabı kiramı yakılan kor ateşin üzerine yatırarak, kimi ashabı kiramı hapsederek, kimi ashabı kiramı aç ve susuz bırakarak, kimi ashabı kiramı yaktıkları ateşin dumanını ağza ve burna vermek suretiyle eziyet ve işkence yaptılar. Bu işkenceler dayanılmaz hal alınca başta Peygamber Efendimiz olmak üzere Müslümanların Mekke den Medine’ye hicret etmelerine izin verildi.
Yüce Allahın izin vermesi üzerine Hazreti Peygamber, en çok sevdiği Hazreti Ebu Bekir’e haber vererek hicrete hazır olmasını ve gereken hazırlığı yapmasını bildirdi. Hazreti Ebu Bekir de iki deve hazırlattı ve gereken tedbirleri alarak Peygamberimize hazır olduğunu haber verdi. Peygamber (sav) de yanında bulunan müşriklerin kıymetli emanetlerini hazreti Ali ye teslim eder, sahiplerine vermesini tembihledi. Çünkü o Yüce Peygamberi öldürmek isteyenler. Ona eziyet edenler, inananlara işkence yapanlar kıymetli eşyalarını altınlarını peygamberimize emanet olarak veriyorlar ve Ona Mumammedül Emin- (Güvenilir Muhammed) diye hitap ediyorlardı. Ali’ye gece yatağında yatmasını söyledi . Hazreti Ali de tereddütsüz bunu kabul etti ve Peygamberimize olan sevgisini,  İslam için canını feda etmeye hazır olduğunu gösterdi.  Peygamberimizin yatağına yatmakla ölüme hazır olduğunu ve canını feda etme anlamı taşıdığını çok iyi biliyordu.
Gece olunca Peygamber (sav) evden çıktı. Çıkarken elinde ki bir avuç toprağı müşriklerin üzerine serpti ve Yasin süresinin ilk ayetlerini okuyarak evden ayrıldı. Bunu Yüce Allah Kuranı Kerimde bize şöyle haber vermektedir. “Biz onların önlerine bir set, arkalarına da bir set çekip gözlerini perdeledik. Artık onlar göremezler.” (Yasin:9) Yüce Allahın izni ve yardımı ile müşrikler uykuya daldı. Hazreti peygamber evden ayrıldı.
Hava biraz aydınlık olunca kendilerine geldiler ve onları gören biri neden beklediklerini sordu ve Hazreti Muhammed i dediklerinde adam kendilerine Onun evden ayrıldığını ve çıkarken üzerlerine toprak serptiğini söylediler. Kendilerini kontrol ettiklerinde gerçekten üzerlerinde toprak görünce hemen içeriye saldırılar. Ancak Hazreti Peygamberin yatağında Hazreti Ali yi görünce çok şaşırdılar. Bunu üzerine Peygamberimizi aramaya başladılar. Her kim ki Muhammedi sağ ya da ölü yakalarsa ona yüz (100)deve vereceklerini ilan ettiler.
Hazreti Peygamber ve Hazreti Ebu Bekir Mekke yakınlarında bulunan Sevr Mağrasında saklandılar. Hazreti Ebu Bekir’in oğlu Abdullah gündüz Mekke sokaklarında çarşısında geziyor ve gece olup bitenleri babasına haber ediyordu. Mağarada tam 3 üç gün saklandılar. Mağaraya geldiklerinde Hazreti Ebu Bekir önce girdi, Peygamberimize zarar verebilecek hayvan, haşarat var mı diye baktı ve mağarayı temizledi.