Allah'ın selamı, rahmeti Hazreti Muhammed Mustafa Aleyhisselavatü Vesselam Efendimizin, Ehlibeytin Gazze deki Ümmeti Muhammed’in üzerine olsun…
7 Ekimden bu yana yüreklerimiz kalplerimiz Gazze diye atarken dünyanın insanlığın sessizliği arşa yükseldi…
Katliamların hala sürdüğü Gazze de binlerce kadın çocuk ve bebek katledildiği Gazze’nin açık ceza evine çevrildiğine hepimiz şahit oluyoruz.
Gazze de Kötülük zirve noktasında insanlık hiç yaşamadığı bir dönüm noktasını yaşıyor.
Bebeklerin küvezler de ölüme terk edildiği bir dünya inşa ettiler, ve dev bir ekran açıp insanlığa seyretmeye MAHKUM ETTİLER..
Ve bizleri kulakları sağır gözlerimiz kör hale getirildik, neredeyse bütün bu katliamlar normal bir savaşmış gibi uluslararası bağlantılar kurulup dev ekranı izleyen her şeyi onaylayan sessiz hiçbir şeye tepki veremeyen beyinler haline getirildik..
Asıl bizler ölüyoruz bizler yok oluyoruz farkına ne zaman varacak gerçek anlamda ne zaman uyanacağız bunu bilemiyoruz. Çünkü tüm insanlık uyuşturulup köle haline getirilecek…
Peki;
Ne zaman somut adımlar atılacak ve gerçek anlamda bu katliamların durdurulması için harekete geçilecek?
Kur'ân-ı Kerim de buyuruyor ki Rabbimiz "Rablerinin rahmet ve merhametine kavuşan ve hidâyet üzere olan" kişilerdir. Onları bu çizgiye taşıyan özellikleri ise Allah'ın değişmez "sünnetullah" olan "imtihan" gerçeği karşısında gösterdikleri sabır ve dirençtir. Çünkü insâna isâbet eden bir şeyden Allah'ın habersiz olması ve bu şeyin O'nun ilminin dışında bulunması düşünülemez.
Böyle olduğu içindir ki Bakara/ 216. âyet bize şunu hatırlatmaktadır: "(Nice) hoşlanmadığınız şey (vardır ki) sizin İyiliğinizedir ve (nice) sevdiğiniz şey (vardır ki) sizin kötülüğünüzedir. Siz bilmezsiniz, Allâh bilir." Öyleyse ilâhî vahyin şu değişmez ilkesini yaşantımızın her anında aklımızda tutmamız olgun bir imana sahip olmamız için zorunludur: "Muhakkak ki ölüm tehlikesiyle ve açlıkla, dünya malının, canın ve ürünlerinin kaybı ile sizi sınayacağız. Ama zorluklara karşı sabredenlere iyi haberler müjdele."
Gazze’ye müjdeler olsun.
Kudüs’e Selam olsun
Kudüs, Peygamber Efendimizin Hz. Muhammed Aleyhisselam’ın isra ve miracının geçtiği yerdir. Dinimiz de önemli bir yeri vardır.
Tarih boyunca batılılar madde için savaşmışlardır ve gittikleri her yere zulüm ateşi ekmişlerdir. İslam Milleti, Osmanlı ise zulmü kaldırmak ve gönülleri fethetmek için zulme karşı savaşmıştır.
Büyük bir millet olmanın ilk şartı, tarihini iyi bilmek ve tarihten alınan ilhamla geleceği inşa etmektir. Çünkü tarih, bir milletin hafızasıdır. Hafızasını kaybetmiş toplumların geleceği inşa etmesi mümkün değildir.
Zeytin dalına elbet hür kuşlar da konacak
O son Musa’lar bir zafer asasıyla
Ayırıp esaretten Gazze Özgür olacak….