Osman Arslan Kardeşim güzel bir makale kaleme almış ondan alıntılar yaparak sizlerle paylaşmak istedim. Toplumu aydınlatan insanlarımızı bilgilendiren ender yazarlarımızdan birisi Sayın Osman Arslan, Makalesinde bazı bölümleri paylaşıyoruz:
İNSANLIĞIN SON SAVAŞI
 “Bir ABD görevlisine atfen Birand’ın sarf ettiği “Türkiye, sadece Türklere bırakılamayacak kadar önemli bir ülkedir” sözü de sanırız son çeyrek asrın gelişmelerini özetlemeye yeter.
İki Dünya Savaşı’nda 60 milyon insan heder olmuş, 150 milyon insan sakat kalmıştı. Bugün Dünya’da 50 milyon insan silahlı çatışma içinde. 500 milyon küçük silah sürekli el değiştiriyor, askeri nedenlerle dakikada 1,9 milyon dolar harcama yapılıyor. Savaşan, haliyle ölenlerin yüzde 73’ü Müslüman coğrafyalarında yaşıyor. Tüm dünyanın silaha harcadığı para tek başına ABD’nin harcadığı paranın ancak yüzde 30’u olabiliyor. Dünya’da 15 milyondan fazla yerinden yurdundan edilmiş insan mülteci olarak yaşıyor ve göçler halen devam ediyor.
Sözü eğip bükmeye gerek yok: Birinci Dünya Savaşındaki durum neyse aynı cepheler var yine: Düvel-i Muazzama ile Osmanlı’nın sahibi ve omurgası olan Türkiye arasında yaşanıyor savaş. Arap ayaklanmaları, Irak, Filistin, Trablusgarp cepheleri ve Mısır devrimi tıpkı yüz yıl önce olduğu gibi günümüzde de tekrarlandı.
Elbette vatan bölme faaliyetleri de kendini tekrar ediyor. Güneydoğu’da yıllar süren ince hesaplarla planlanan özerklik ve bölünme oyunu öylesine mükemmel hazırlanmış ‘kaçarı yok’ bir tuzaktı ki!.. Gelinen noktada, biz ödenen bedellerin acısını hissederken Dünya Türkiye’nin aldığı sonuçları hayretler içinde izliyor.
Fakat çatışma bu, canlar yanıyor, evlatlar ölüyor, insanlar sakat kalıyor, evler, barklar yıkılıyor. İnsani dramlar yükseliyor doğudan, batıdan… İç yakan trajediler, hiçten yere ödenen bedeller, yüreklerimizi burkuyor. Kaybolan değerlerimiz; şehitlerimize bir yanıyoruz, kendi topraklarımızda doğmuş evlatlarımızı terör örgütlerine kaptırıp, karşımızda düşman olarak görüşümüze bir yanıyoruz!
Etrafındaki ekonomiler zayıflarken bir yıldız gibi parlayacak bir Türkiye, Osmanlı hinterlandına yeni bakışıyla en büyük tehlikeyi oluşturmaktadır egemen güçler için. İşte bunun olmaması için ne gerekirse yapmaya kararlılar. Akacak kan, yaşanacak dramlar umurlarında olmayacak. Bu, belki üçüncü Dünya Savaşı değil, insanlığın son savaşı!
 ‘ABD-İsrail-İngiltere üçlemesi’ peşine taktığı Dünya ülkeleri ile yeni geleceğin mühendisliğine soyundu. Bu mühendisliğin temel atacağı yerin Anadolu, hedefin de Türkiye olduğu açıktır. Ya bu süre zarfında Türkiye’yi teslim alacaklar, ya da Türkiye yeniden süper güç olarak tarihteki rolünü yeniden üstlenecek!
Darbe senaryoları, ekonomik tuzaklar, Türkiye’yi krizlere çekme oyunları, gezi olayları ve iç savaş senaryoları Türkiye’nin önünü kesmek için bir bir yoluna çıkartılmış, hepsi de boşa çıkmıştı. Fakat mücadele ciddiydi. Dünyanın geleceğini şekillendirecek enerji kaynakları bu topraklardaydı. Bir kez başlayan bu savaşın bitmesi ihtimali yoktu. Tuzaklar türlüydü, oyunlar sıralıydı…
Türkiye’nin başına elleriyle ördükleri terör çıbanının kökünü Kandil dağlarından Kobani düzlerine indirerek Güneydoğu’daki şehirlerde hazırladıkları terör örgütünün halk destekli yürüteceği gerilla savaşlarını beslemeyi planlayanlar; milyonlarca insanın tehciri ile ekonomimizi, milli güvenliğimizi ve demografimizi de aynı anda tehdit ettiler. Tarihin en büyük göç dalgasını göğüslemeyi, ekmeğini bölmeyi, üç milyona yakın insanı yurduna kabul ederken teröre karşı da azami başarıyı sağlamayı bildi Türkiye...” Makale bu mealde devem ediyor…Osman Arslan- http://www.osmanarslan.org/insanligin-son-savasi/