Son iki haftada Ak Parti teşkilatında yaşanan gelişmelere kulak kabarttığımda, ileriye dönük daha büyük sıkıntıların yaşanacağını duyuyorum.
Kimilerine göre, yerel seçimler öncesi yapılan böylesine kritik bir müdahalenin partiye zarar vereceği aşikâr.
Vaktiyle il yönetimindeki sıkıntıları çözmek için aceleci davranmayan, seçimlerin geçmesini büyük bir sabırla bekleyen genel merkezin bu defa anında düğmeye basması ve Yozgat merkez ilçe teşkilatının istifasını istemesi akıllarda birçok soru işareti bıraktı.
Son yıllarda seçim yapmak yerine atamalarla Yozgat teşkilatını şekillendiren Ak Parti genel merkezi, oluşturduğu yeni yönetimle yerel seçimleri geçirecek.
Sonrası Allah kerim diyorlar belli ki…
İşin dedikodusuna girmek istemiyorum. Yozgat küçük, konuşulanları bizler de duyuyoruz. Fakat kimseyi zan altında bırakmak istemediğim için kamuoyuna konuşulan konular hakkında yorum yapmaktan imtina ediyorum.
Çünkü bir veya birkaç kişinin hatasını tüm ilçe yönetimine yüklemek veya o karede poz veren herkesin aynı dedikodulara maruz kalması olasılığı bile yeterince mide bulandırıcı bir durum.
Tabi ki bu noktada genel merkezin anında müdahale hareketi yeni sayılacak bir merkez ilçe teşkilatı üzerinde olumsuz etkiler de yaratacaktır.
Sonuç ne olursa olsun, yerel seçimler öncesi gerçekleşen yeni yapılanmanın partiye zarar verme ihtimali de var. Çünkü yeni yönetim, yeni yapılanma anlamına geliyor.
Yozgat sanıldığı kadar küçük bir il de değil hani…
Tamam, Yozgat’ta ki mevcut siyasi durumu lehine çevirecek bir muhalif hareket yok ama artık Ak Parti’nin de seçimleri çantada keklik olarak görme lüksü de yok.
Doğru bir tanedir.
İşine geldiği zaman doğru, işine gelmediği zaman yanlış olması gibi bir durum söz konusu olamaz.
Ne yazık ki siyasi ahlakın gün be gün bozulduğu, yozlaştığı bir dönemden geçiyoruz. Bel altı oyunların hız kazanacağı bir sürece yaklaşıyoruz.
Gaza gelmemek lazım.
Ortada bir yanlış vardı. Genel merkez müdahalesini yaptı. Olması gereken oldu.
Olayı bu şekilde ele aldığınızda her şey normal.
Şayet dün olduğu gibi bu dedikodular ayyuka çıksaydı ve tüm bunlara rağmen genel merkez bir adım atmasaydı söyleyecek sözümüz olurdu elbet.
Vaktiyle gördük. Belgesi olmayan rüşvetin belgesini ortaya koysanız bile genel merkez istemediği sürece siz istediğiniz kadar işte burada deyin…
Velhasıl, olacaklar önceden belliydi.
Karar alınmış, kalem kırılmıştı.
Sadece, vakti bekleniyordu.
Evet, bir şeyler olurdu ama şu bir gerçek ki genel merkez ne isterse o olurdu.
Bugün olduğu gibi.
Genel merkez istedi, yaptı.
Dün biraz geç oldu belki ama bugün hiç de güç olmadı. Dün ve bugünün tek farkı bu.
Dünden bugüne değişen pek bir şey yok…