Türkiye'nin elektrik enerjisi açığının kapatılması amacıyla boşa aktığı ileri sürülen ırmaklar üzerine küçük çaplı hidroelektrik santrallerinin kurulup, özel sektör tarafından işletilmesi gündeme geldi. Çıkarılan bir yasa ile de uygulamaya başlandı...
Çalışmalar devam ederken, çevreciler devreye girdi, yapılan küçük çaplı santrallerin hiç bir işe yaramayacağını, çevreye ise ciddi oranda zarar vereceğini ileri sürüp, eylemler yaptılar. Hükümet kanadı, ''Çevrecilerin olaylara ideolojik yaklaşıp, yapılan hizmeti engellediklerini'' ileri sürüp, ''Biz hizmet yapmayalım, yatırım yapmayalım, dışa bağımlı kalalım istiyorlar. Onlar farkında değiller, dış güçlere hizmet ediyorlar'' diyerek, konuyu başka boyuta taşımışlardı.
Türkiye'nin enerji açığını kapatacağı düşünülen santraller hizmete sunulduğunda, sanıldığı gibi açığın bir bölümünü dahi karşılamaktan uzak olduğu gibi, çevreye de ciddi zararlar verdiği yapılan incelemeler sonucunda ortaya çıktı. Santrallerin hem çevreye hem de derelere ciddi zarar verdiğini kabullenip, bundan sonra bu tip santrallerin kurulmasına izin verilmeyeceğini açıkladı.
Bu santrallerden Yozgat'ta da kuruldu. Hem de turizme açılmasını istediğimiz Aydıncık ilçesinin Kazankaya Beldesi'ndeki Kazankaya Kanyonu'nun her iki girişine. Kanyon içerisinden akan Çekerek Irmağı sularında nesli tükenmekte olan Su Samurlarının akıbeti şimdilerde bilinmiyor. Kuş cenneti olarak bilinen kanyonda şimdi kaç tür kalmıştır, orası da meçhul. Bitki örtüsünde gözle görülür bir değişim de yaşanmaya başlamış durumda.
Dün ''Yapmayın'' diyenleri ideolojik yaklaşım gösterip, hizmeti engellemekle suçlayanlar, bugün geri adım atıyor. Atılan geri adım, yok olanları geri getiririr mi? Sanmıyorum. Getirmediği gibi, başlayan yok oluş budan sonra da devam edecektir, bu bölgelerde.
Şimdi bundan sonrasına bakmak istiyoruz ama bundan sonrası için de umutlanmak fazlaca bir safdillik olur. İktidar ve iktidara yakın çevrede bir saplantı var, ''Biz biliyoruz, size ne oluyor!'' der gibi. O yüzden söylenenleri, ortaya konulan yanlışları irdelemek yerine, olaylara ideolojik yaklaşıp, yanlışta ısrar ediyorlar. Yanlış ortaya çıktığında ise iş işten geçmiş oluyor. O saatten sonra geri adım atılsa bile bir şey değişmiyor.
Bunun örneklerini Yozgat'ta da sıkça görüyoruz, görmeye de devam ediyoruz. ''Yanlış yapıyorsunuz!'' uyarısına kulak asmayanlar, ''Biz biliyoruz, yaparız!'' anlayışı ile hareket ediyorlar. Köprülü kavşak örneğinde olduğu gibi. Konuyu kısır bir döngüye, kör dövüşüne çevirdiler. Kimseyi dinlemediler, anlamadılar. Köprülü kavşağı yaptılar. Bugün yanlış olduğunu kendileri de kabul ediyorlar ama yapacak fazlaca bir şey yok. Yapılabilirse mevcut üzerinden iyileştirilme yapılacak.
Belediyeye ait 2011 yılında açılışı yapılan sentetik çim futbol sahası yerle bir edildi. Onca para çamura gömülüyor. ''Yanlış yapıyorsunuz, başka yer mi yok!'' diyoruz, ''Biz iyisini biliriz'' havasındalar.
Ne diyelim...