Büyük ihtimalle yarın, hükümet tarafından oluşturulan ''Akil Adamlar'' topluluğu Yozgat'a gelip, kendi belirledikleri isimlerle biraraya gelecek. Yozgat'ı ve Yozgat insanını tanımayan bu insanlar, kapalı kapılar ardında söyleyeceklerini söyleyip, sonrasında da geldikleri gibi tekrar gidecekler.
Akil olanlar, Yozgat'ta geldiklerinde Yozgat insanına ne söyleyecekler? Bunu gerçekten merak ediyorum ama onların söylemlerinden önce bizlerin söyleyeceklerinin olduğu muhakak.
Herşeyden önce Yozgat insanının kimseye küskünlüğü, dargınlığı bugüne kadar olmamıştır. Akil olanları buralara gönderen, dün ''Vatan'', ''Millet'', ''Bayrak'' denildiğinde gözyaşlarını tutamayan, bugün ise bu değerleri ''Dejenere'' etmekten çekinmeyen iradenin, ''Vatanın bölünmez bütünlüğü için göğüsünü siper edecek'' insanlar aradığında, ön saflarda yeralan  Yozgat insanı, dün olduğu gibi bugün ve yarında aynı duygularla kendisini feda edecektir. Bundan kimsenin kuşkusu olmasın.
Sorun Yozgat insanında değil. Sadece ''Göğüsünü siper edecek'' birileri arandığında hatırlanan, ''Hizmet ve yatırım'' denildiğinde hatırlanmayan Yozgat insanı, her alanda açtır, susuzdur. Eğer yarın buraya gelecek olan akil olanlar, beraberlerinde işsizliğe, aşsızlığa çare olacak reçetelerini de getirmemişler ise, boşuna zahmet etmiş olacaklardır.
Yozgat insanı yıllardır doğduğu bu topraklarda yaşlanamamanın acısını çekmektedir. Vatanın bölünmez bötünlüğü için göğüsünü siper edip, genç bedeni toprağa düşmeyenler, bu topraklarda kene tutmasından yaşamlarını yitirmekte, strese bağlı damar hastalıkları ile mücadele etmekte, kalp krizi veya kanser rahatsızlığı nedeniyle 60'ına bile gelmeden hayata veda etmektedir.
Akil olanları buraya gönderen irade her ne kadar kişi başına düşen payın 2 bin dolar civarında olduğunu ileri sürmüş olsa da, Kayseri ve Sivas'ı devre dışında bıraktığımız zaman bu rakam, Türk lirası ile asgari ücretin bile altına inmektedir. İşte bu ve buna benzer nedenlerden ötürü Yozgat insanı bir önceki yılın sayım sonuçlarına göre yılda 15-20 bin kişi göç etmek suretiyle eksilmektedir.
Her seferinde, öncesine gitmiyorum, Körfez Savaşı'nda, Deprem olaylarında, Terörün zirve yaptığı dönemlerde faturayı Yozgat'a çıkartan, akil olanları buraya gönderen irade herşey normale döndüğünde bu yörenin insanından kuru özürü bile esirgemiş, yatırım ve hizmet denildiğinde zorunluluklar dışında aklına bile getirme ihtiyacını görmemiştir.
Bugün akil olanlar da Yozgat'ı önemsemediği için diğer bölgelere önceliğini vermiş, başka yapacak işleri kalmayınca da ''Hadi bir de şu Yozgat'a gidip, gelelim'' demişler gibi bir hava mevcuttur.
Akil olanlar Yozgat insanına ne anlatırlarsa anlatsınlar, antatacakları arasında, bu topraklarda yaşayan insanların burada yaşlanmalarını sağlayacak, göç edenlerin kalabilmeleri için sadece bir neden gösterebilecek güçleri, reçeteleri yoksa, diğer anlatacakları hikayeden ibaret olacaktır. Geldikleri gibi, geri gideceklerdir.