Bu uzun şiir(sürmeli) başta Karacaoğlan olmak üzere çeşitli halk şairlerinin şiirlerinin yanı sıra büyük bir kısmı da anonim türkü ve ağıt sözlerinin bir araya geldiği bir harman aslında. Kayseri sürmelisinden başka, Ankara, Kırşehir, Çorum ve Nevşehir’de de sürmelilerle karşılaşıyoruz. Belki sürmeli ortak bir dil, insanların kendilerini rahatlıkla ifade edecekleri herkesin kendini bulduğu, ya da kendisinden bir şeyler bulduğu ortak bir alan. Yukarıdaki yorumda Sayın Bayram Bilge Toker hemşerimizin yorumudur, yorumu doğrudur, sürmeliler halkın ortak ürünü olmuşlardır, anonimdir.
Sayın Süleyman Sökmen’in ‘okuntu’ kitabında geçen şu notu yazmadan geçemeyeceğim.
“Sürmelilerimizin ortak beyitlerinde sıkça rastlanır. Çünkü yöre halkı sürmelilerimizi öyle severler ki onunla ağlar onunla gülerler. O beyitlerden birbirlerine ata sözü gibi nasihat ederler.” Öyle ya atasözü gibi benimsediğimiz, değer verdiğimiz, kendi malımız bildiğimiz sürmelilere “Ermeni damgasını” vurmak kimin haddine?
“Ortaokulda okuduğum yıllarda Yozgat tarihi üzerine araştırma yapan tarih hocamız Süleyman Duygu’dan dinlediğim kadarıyla Sürmelilerin çıkışı 19.yüzyılın sonlarına rastlan. 20 yüzyılın ortalarına kadar sürmüştür. Sürmelinin aslı 96 beyittir. Her bir parçası ayrı ayrı kişilerce söylenmiştir. Her sürmelinin ayrı bir öyküsü vardır.
“Yozgat’ta Sürmeli dört ayrı ağızdan okunur. Sürmelinin ilk okunduğu ve Yozgatlının pek sevdiği ‘Zodik’ ağzıdır…
“Yozgat’ı sel almış soğluğu duman
  Sıtgınan seviyom billahi inan
  Eller yârini aldığı zaman
  Ellerim goynumda galır bir zaman”
Yozgat kültürü üzerine araştırmalar yapmış olan Sayın Mustafa Uslu, “Güleryüzlü şehir Yozgat” kitabında “Yozgat Sürmelisi” bölümünde şu görüşlere yer veriyor.
Bozok yaylasında sürülerini otlatan Türkmen beylerinden birisi de Sürmeli Beydir. Halk tarafından sevilen, kendisinden başkasına zararı dokunmayan, yanık sesli beyi elinde kavalı, önünde sürüsüyle bazen Bozok Yaylası’nda bazen de Akdağmadeni’nde görmek mümkündür.
“O sultan ki güzelliği Bozok Yaylasında dillere destan, ahu gözlü, ay yüzlü bir dilber. Babası bir Türkmen beyi, ama çok celil ve kindar. Sürmeli beye kızını vermez. Üzüntüsünden sürüsünü bırakır, sazını alır, Çamlık’ta ‘Beş Çamlar’ı kendine karargah kurup divan etmiş. Halkına küsmüş, otağına darılmış… Sürmeli Bey, o gün bugün bir daha görülmemiştir”
Bu yorum araştırmacı yazar sayın Mustafa Uslu hocamızın yorumudur.